"Dünyaya düşkün olanlardan sakın!"

A -
A +
"Bir kimse, seni dünyâlık şeylerle anarsa, ondan kaçın! Yine bir kimse, Rabbine karşı senin gaflete dalmana sebep olursa, ondan yüz çevir!'' 

Rûhun gıdâsı, Allahü teâlâya îmân ve Onun gönderdiği  dinin emir ve yasaklarına tâbi olmaktır. Rûhunu beslemeyen insanların, âdî bir hayvandan farkları kalmaz. Bu gibi insanlarda, sevgi, acıma, şefkat, anlayış ve merhamet olmaz. Böyle olanları, en kötü maksatlar için kullanmak, çok kolaydır. Çünkü bunları kötü işlerden koruyacak inandıkları, teslîm oldukları, yüksek bir varlık kalmamış, inançları kaybolmuştur. Bu gibi insanlar, korkunç bir canavar gibidirler, nerede, kimlere, ne şekilde kötülük yapacakları belli olmaz. İnsanlık âlemini mahveden en kötü işler, böyle kimselerden zuhûr eder. Onun için böyle kimselerden uzak durmak, arkadaşlık, ahbaplık yapmaktan sakınmak lâzımdır. Ebüssü'ûd el-Bâzinî hazretleri, nasihat isteyen bir talebesine buyurur ki:
"Bir kimse, seni dünyâlık şeylerle anar ve senin yanında onları överse, ondan kaçın! Yine bir kimse, Rabbine karşı senin gaflete dalmana sebep olursa, ondan yüz çevir, derhal ayrıl! Dünyâ sevgisini doğuran her türlü maddî düşünceyi ve buna benzer meşgaleleri kalbinden söküp at! Seni, Allahü teâlâyı hatırlamaktan alıkoyan her ne olursa olsun, bundan yüz çevir! Kafanda ve kalbinde yer eden lüzûmsuz hâtıralarla oyalanıp durmaktan sakın! Böyle düşüncelerden keder, üzüntü meydana gelir. Çok kere kederden de gaflet hâsıl olur. Böyle olunca, insanda nefsânî arzular harekete geçer. Bu istek kuvvet bulunca, boş ve faydasız şeylerle uğraşmak arzusu hâsıl olur. Bu arzular gâlip gelince, kalb zayıflar ve nûru söner. Çok defâ tamâmen telef olur ve akıl ondan sıyrılıp gider. Artık bundan sonra, sanki kalbin üzerine bir perde gerilmiş olur."
Âhırete yaramayan dünyâlıklar, zararlıdır. Harâmlar, günâhlar ve mubâhların fazlası böyledir. İnsâna, âhıreti unutturan, dinden uzaklaştıran arkadaşlar da zararlıdır. Dîni, ahlâkı bozucu yayınlar yapan radyolar, televizyonlar, gazeteler de, insân için kötü arkadaştır ve zararlıdır. Nefis, şeytan ve kötü arkadaş, kalbi hasta eder hatta öldürür. Kalb, nefsin, şeytânın ve kötü arkadaşın şerrinden, hücûmundan kurtulursa, temizlenir. Böyle kalbe, Allah sevgisi, kendiliğinden yerleşir. Suyu boşalan şişeye havânın dolması gibi olur.Veşşemsi sûresinin 9. âyetinde meâlen;
(Nefsini tezkiye eden kurtuldu. Nefsini günâhta, cehâlette, dalâlette bırakan, ziyân etti) buyuruldu.
Müslümân, kötü arkadaştan, harâm işlemekten sakınır. Dünyâya yani harâmlara, günâhlara düşkün olmaz, çünkü büyük günâhtır. Allahü teâlâ emrettiği için çok çalışır, çok kazanır ve bunları da, Onun emrettiği yerlere sarf eder.
Netice olarak, kötü arkadaşlardan, onların kötülüklerinden uzaklaşan kimse, İslâmiyete uyar, dünyâda da, âhırette de, râhata, huzûra kavuşur. Bunun için de, kötü arkadaşların, münâfıkların güler yüzlerine, tatlı dillerine aldanmamalı, din bilgilerini doğru anlatan ilmihâl kitâplarında bildirilenlere uymalıdır. Abdülhâlık Goncdüvânî hazretlerinin, oğluna vasiyettinde buyurduğu gibi:
"Arslandan kaçar gibi, câhillerden kaç! Bid'at sâhibi, sapıklar ve dünyâya düşkün olanlarla arkadaşlık etme!"
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.