İnsanı gıybete sürükleyen sebepler

A -
A +

Gıybetin sebepleri: O kimseye olan düşmanlık, yanında olanların fikirlerine uymak düşüncesi, sevilmeyen bir kimseyi kötülemek, kendisinin o günâhta bulunmadığını bildirmek...
İnsanı gıybet etmeye sürükleyen sebepler çoktur. Bunlardan bazıları; gıybet ettiği kimseye olan düşmanlık, yanında olanların fikirlerine uymak düşüncesi, sevilmeyen bir kimseyi kötülemek, kendisinin o günâhta bulunmadığını bildirmek, kendinin ondan üstün olduğunu bildirmek, yanında bulunanları güldürmek, şakalaşmak, onunla alay etmek, ummadığı kimsenin harâm işlediği için onu sevmediğini bildirmek gibi sebeplerdir.
Gıybet, üç türlüdür: Birincisinde, ben gıybet etmedim, onda bulunan şeyi söyledim, denilir. Böyle söylemek, küfür olur. Çünkü harâma, helâl demiş olur.
İkincisinde, gıybet olunana duyurmaktır. Büyük harâm olur. Tövbe etmekle affedilmez, onunla helâllaşmak da lâzım olur.
Üçüncüsünde, gıybet olunanın bundan haberi olmaz. Tövbe, istiğfârla beraber, ona hayır duâ etmekle affolur...
Gıybet, insanın sevaplarının azalmasına, başkasının günâhlarının kendisine verilmesine sebep olur. Bunları, her zaman düşünmek, insanın gıybet etmesine mâni olur. Yanında gıybet yapıldığını işiten kimse, buna mâni olmalıdır. Hadîs-i şerîflerde; (Din kardeşine, onun haberi olmadan yardım eden kimseye, Allahü teâlâ dünyâda ve âhırette yardım eder.), (Yanında, din kardeşine gıybet edilince, gücü yettiği hâlde ona yardım etmeyen kimsenin günâhı, dünyâda ve âhırette kendisine yetişir) buyuruldu...
Bir yerde gıybet yapılırken, orada bulunan kimse, gıybet edenlerden korkmazsa, sözle, onlardan korkarsa, kalbi ile reddetmezse, gıybet günâhına ortak olur. Gıybet edenin sözünü kesmesi veyâhut kalkıp gitmesi mümkün ise, bunları yapmalı. Eliyle, başıyla, gözüyle menetmesi kâfi gelmez. Açıkça, sus, demesi lâzımdır. Hazret-i Âişe validemiz anlatıyor: "Resûlullah efendimizin yanında, bir kadının uzun olduğunu söyledim;
-Ağzında olanı çıkar! buyurdu. Tükürdüm. Ağzımdan et parçası çıktı." Allahü teâlâ sıfatları, özellikleri, cisim şeklinde göstermeye kâdirdir...
Gıybet etmenin keffâreti, üzülmek, tövbe etmek ve gıybet ettiği kimse ile helâllaşmaktır. Pişmân olmadan helâllaşmak, riyâ olur, ayrı bir günâh olur. Ölüyü ve gayr-i müslimi gıybet etmenin harâm olduğu İbni Âbidîn'de yazılıdır. Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma vahyederek buyurdu ki: (Gıybet edip tövbe eden kimse, Cennete en son gidecektir. Gıybet edip, tövbe etmeyen kimse, Cehenneme en önce girecektir.)
Netice olarak gıybet, din kardeşinin, bir gayr-i müslimin işitince üzüleceği bir kusûrunu arkasından söylemektir. Hadîs-i şerîfte buyurulduğu gibi:
(Bir kimse için söylenen kusûr, onda varsa, bu söz gıybet olur. Yoksa bühtân, yani iftirâ olur.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.