"İnsanın karşılaştığı her şey..."

A -
A +

İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyurdu ki: "Her gün insanın karşılaştığı her şey, Allahü teâlânın dilemesi ve yaratması ile var olmaktadır. Bunun için, irâdelerimizi Onun irâdesine uydurmalıyız!"
Müslümanlık, Allahü teâlânın ve Onun Peygamberinin râzı olduğu, beğendiği şeyler demektir. İnsâna gelen ni'metler, belâlar, dertler, Allahü teâlânın takdîri ile gelmektedir. Onun takdîrine râzı olmak lâzımdır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
"Her gün insanın karşılaştığı her şey, Allahü teâlânın dilemesi ve yaratması ile var olmaktadır. Bunun için, irâdelerimizi Onun irâdesine uydurmalıyız! Karşılaştığımız her şeyi, aradığımız şeyler olarak görmeliyiz ve bunlara kavuştuğumuz için sevinmeliyiz! Kulluk böyle olur. Kul isek, böyle olmalıyız! Böyle olmamak, kulluğu kabul etmemek ve sahibine karşı gelmek olur. Allahü teâlâ, hadîs-i kudsîde; (Kazâ ve kaderime râzı olmayan, beğenmeyen ve gönderdiğim belâlara sabretmeyen, benden başka Rab arasın. Yeryüzünde kulum olarak bulunmasın!) buyuruyor."
Cebrâil aleyhisselâm, ibâdet ile meşgûl olan bir kimseyi görür ve;
-Yâ Rabbî! Bu kimse ne iyi der. Allahü teâlâ da;
-Ey Cibrîl! Levh-i mahfûza bak buyurur. Levh-i mahfûzda o kimsenin Cehennemlik olduğunu görünce;
-Yâ Rabbî! Bu işin hikmeti nedir? diye sorar. Allahü teâlâ;
-Ben yaptığım işlerden kimseye karşı sorumlu değilim. Hiç kimse kullarım hakkındaki ilmime akıl erdiremez buyurur.
-Yâ Rabbî! İzin verirsen o kimseye gidip durumu bildireyim deyice, izin verilir, o kimsenin yanına gider ve;
-Senin yaptığın ibâdetleri Allahü teâlâ kabul etmedi. Senin Cehennem ehli arasında olduğunu gördüm deyince, o kimse düşüp bayılır. Ayılınca şöyle mırıldanır:
-Ey Rabbim, bütün hamdeden kulların sana nasıl hamdediyorsa ben de öyle hamdederim. Sonra Cebrâil aleyhisselâma dönerek;
-O bizim Rabbimizdir, benim hakkımda öyle uygun görmüştür, ben yine Ona hamdederim. Çünkü O, beni benden daha iyi bilir der ve secdeye kapanır, cenâb-ı Hakkı tesbih etmeye başlar... Cebrâil aleyhisselâm, o şahıs hakkında üzüldüğünü bildirince, Allahü teâlâ tekrar Levh-i mahfûza bakmasını emreder. Bu sefer o kimsenin Cennetlik olduğunu görür. Hikmetini suâl edince;
-Kullarım işlerime akıl erdiremezler buyurur. Cebrâil aleyhisselâm bu durumu bildirmek için izin ister ve verilir. O zâtın yanına gidip;
-Müjdeler olsun sana, yerin Cennet oldu der. O kimse bu sözlere hiç şaşırmaz ve eski hâlini bozmaz, cenâb-ı Hakkı zikretmeye devam eder.
Netice olarak, insanların her gün karşılaştığı her şey, ister ni'met olsun, isterse elem, üzüntü, ayrılık ve musibet olsun, hepsi Allahü teâlânın irâde ve takdîriyledir. Bunun için ni'metlere şükretmeli, belâlara sabretmeli, Allahü teâlânın takdirinden râzı olmalı, itrâz etmemelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.