Erdoğan: Timsah gözyaşı dökenler neredeler?

Erdoğan: Timsah gözyaşı dökenler neredeler?

Politika Haberleri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan JW Marriott Otel'de "II. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu"nda konuştu.

İşte konuşmadan satırbaşları

Devlet halkını vatandaşını kendisini var eden olarak görüyorsa o devlet şefkatli ve merhametlidir. Ama devlet vatandaşının isteklerini bir tehdit görüyorsa o devlet zalim bir devlete dönüşür. Şunu asla unutmayacağız. Osmanlı devletini dünyanın en büyük devleti haline getiren özellik halkına adaletli davranmasıdır. Osmanlıda halk ile arasında irtibatı kopardığı anda zayıflamaya başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti uzun soluklu bir devlet olacaksa tarihindeki bu zengin mirası kullanarak bunu sağlayabilir. Ümitsiz olmaya asla gerek yok. Tarihteki devletlerimize baktığınızda hiç birinde vatandaşı formatlamak gibi bir dayatma yoktur. Din, etnik köken baskısı yoktur.Son 12 yılda yaptığımız reformalara dikkat edelim. Diller üzerindeki baskıları kaldırdığımızda bundan halkın zarar göreceği iddia ediliyordu. Başörtüsünü kaldırdığımızda ülkenin zarar göreceği iddia ediliyordu. 12 yıl içinde tüm iddiaların ve karamsar senaryoların tam tersi gerçekleşti. Siyaset güçlendi. Kaldırılan her bir yasak hem bireyi hem de devleti güçlendirdi.Hiç bir devletin yasak ve kısıtlamalarla varabileceği bir hedef yoktu. Vatandaşını kendisi için tehdit olarak gören bir devletin asla adil olma ihtimali yoktur. Türkiye tüm anlamsız yasaklardan kurtulmayı, hak ve özgürlükleri genişletmeyi muhafaza edecektir.
HANGİ ÜLKEDE BÖYLE BİR ÖZGÜRLÜK VAR?
Birey için özgürlük ne kadar haksa güvenlik de o kadar haktır. Özgürlüğün olmadığı yerde güvenlik olmaz. Bu ikisinin çok hassas bir dengede muhafaza edilmesi gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bıçak sırtında yürürcesine teraziyi tam dengede tutmak zorundayız. Türkiye tüm bu reformları bölgedeki duruma rağmen gerçekleştiren bir ülkedir. Korku ve on yargılara karşı moucadele verdik. Bu kadar dirence rağmen vazgeçmeden reformlarımızı yaptık. Önceki hafta doğu ve Güneydoğu'da yaşanan olayları hepiniz gördünüz. Bazı partiler insanları sokağa çağırdılar. Bir kaç gün içinde 42 insan gösterilerde hayatını kaybetti. Binlerce iş yeri yakıldı yıkıldı. Kamu ve sivillere ait binlerce bina yakıldı. Bingöl'de 2 polisimiz şehit edildi. Bu vandallığa gösteri hakkı mı diyeceğiz şimdi? Ben batıyı bilen bir insanım. Hangi ülkede böyle bir özgürlük var? Bizi kıyasıya eleştiren batılı medyaya soruyorum. Kendi ülkelerinde böyle bir vandallığa demokratik hak diyebilirler mi? Türkiye söz konusu olduğunda bariz bir çifte standartın devreye girdiğini görüyoruz. nbsp;Kısa süre BM genel kurulundaydım. Bu toplantıda özellikle IŞİD denilen terör örgütünün attığı adımlar değerlendirilirken interneti ve twitter'ı kullanduığı gübndeme geldi. Bazı tedbirlerin alnması gerektiği konuşuldu.Bunu iyi ele almak lazım. Doktorun elindeki neşter hayat kurtarır katilin elindeki öldürür. Bunu ayırmamız lazım biz neşterden yana mıyız yoksa katilin elindeki bıçaktan yana mıyız? Twitter'dan tehdit mesajları yayınların başka ülkelerde nasıl sınır dışı edildiğini hepimiz biliyoruz. nbsp;
TİMSAH GÖZYAŞI DÖKENLER NEREDELER
Türkiye sınırsızca eleştirilirken İsrail'in Gazze saldırıları sırasında katlettiği 16 gazeteci hiç gündeme gelmiyor. Kusura bakmayın burada ben şu tespiti yapmak durumundayım. Geçen sene Gezi olaylarında nbsp;hayatında hayatını kaybeden bir gencimizin ölü bedeni üzerinden saldırılara mahrum kaldık. Günlerce içeriden ve dışarıdan akla edebe sığmayacak saldırılar yapıldı. Okyanusun ötesinden ölen çocuk üzerinden mesaj gönderdiler. Diyarbakır'da vahşice öldürülen 3 genç o malum çevrelerin ilgi alanına hiç birmedi. 16-26 yaşları arasındaki gençler vahşice katlediler. Bu vahşice katledilenler insan değil mi? İstanbul'da talihsizce ölen genç çocuk için ekmek almaya gidiyor dediler ama malesef terör örgütünün masası haline gelmişti. Günlerce manşetlerinde timsah gözyaşları dökenler neredeler. Suriye'de kimyasal silahlarla 300 bin insanın katledilmesine susacaksın ondan sonra Kobanı deyip sağı solu yakacaksın. Kobanı dışındaki şehirler için senin neden bir taşan yok. Kobanı'de suan kimse yok. Kobanı'den 200 bin Kürt bizim ülkemizde. 300 bin insan Suriye'de oldu. Burada bir tavır var mı? Bunun vicdanla bir alakası olamaz. Benim için neticesi ölüm olan her şey suçtur.
BU ÇİFTE STANDARTA BOYUN EĞMEYİZ
Şu anda meclis yeni güvenlik örgütlerini yasalaştırmaya çalışıyor. o malum çevre yine algı operasyonu peşinde. Yüzünde maske takip sivillere saldıran, sivillerin başını taşla ezen anlayış dünyanın hiçbir yerinde özgürlük kavramının arkasına saklanamaz. Biz bu çifte standarta boyun eğmeyiz. Ülke olarak her türlü eleştiriye açığız. Devlet eğer sokaktaki vatandaşının can güvenliğini sağlayamıyorsa o ülkede demokrasi olmaz. Tekrar ediyorum. Türkiye'nin 90'li yıllara dönmesine asla müsade etmeyiz. Polisimize, askerimize bireyin hakkını ihlal eden yetkiler vermeyiz. Kamu denetçiliği zaten bunun için var. Protesto yapanın özgürlüğü kadar evladı katledilen annenin hakkı savunulmazsa oradan kaos, karmaşa doğar.Biz vicdanlarımızın ne dediğine bakacağız.

www.turkiyegazetesi.com.tr
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...