AK İhtilal

A -
A +
Türkiye'deki cunta darbeleri, Tek Parti zihniyetinin iktidarda kalmasını devam ettirmek için yapılmıştır. Halk, demokratik ihtilallerle bu ideolojinin çanına ot tıkamıştır.

Seçim kampanyaları, kıran kırana geçti. Millî haysiyet yara aldığından hadise, mahalli seçim olmayı aşmıştı. Türkiye'nin büyümesi, millî güvenliğimiz, dış güçlerle taşeronların saldırısına maruz kalmaktaydı.
Bundan dolayı mitingler, büyük ehemmiyet arz ediyordu. Onlardan biri, AK Parti'nin Yenikapı'da yaptığı mitingdi. O gün sadece turnikelerden geçen vatandaş sayısı 2 milyondan fazladır. Ayrıca Adnan Menderes Bulvarı, Millet Caddesi, Ordu Caddesi... gibi Yenikapı'ya açılan güzergâhlar tıklım tıklımdı. İster 1 milyon, isterse 100 bin veya 10 bin kişi olsun. Vatandaş demokratik hakkını kullanmakta ve liderini dinlemek için alana koşmaktaydı.
Bu insanların takdirlerine saygı göstermek gerekmez mi?
Bu topraklarda yaşayıp, hiçbir değerimize sahip olmayan, inancımızdan, milliyetimizden, hasletlerimizden uzak, kendini aydın sanan peşin hükümlü hastalıklı bazı kimseler bu kanaatte değiller.
Mitinge kendi ifadesiyle bir Gezici Çapulcu da kalkıp gitmiş. Bu Çapulcu, itiraf ettiğine göre bir peynir ve şarap düşkünüdür. Bir top gibi yuvarlanarak  o mitinge gitme niyeti tamamen kasıtlıdır. Kasdı daha sonra bloğuna yazdığı hezeyanla ortaya çıkmakta. İddiasına göre Yenikapı'ya  -o zehirli cümlesiyle- "bu lanet iktidar"la iktidarın başındaki "tiran"a destek vermek için gidenler kapıcı, bakıcı, güvenlik görevlisi, tekstil işçisi...gibi aşağı tabakadan kimselerdir.
Herkesi kör, âlemi sersem sanan birinin kaleminden dökülen bu kibir dolu cümleler, orada kalsa "saçmalamış" denerek pek aldırış edilmeyebilirdi. Fakat  bazı TV programları, o  densizlikleri mal bulmuş mağribi gibi kendi yayınlarına taşıma acaibliğine düştüler. Böylece bir kere daha görülmekte ki Tek Parti Zihniyeti, aradan yıllar da geçse aynen devam etmektedir. Adları halkçıdır, fakat halka tepeden bakmaktalar, halkı güdülecek sürü gibi görmekteler.
Adnan Menderes öncülüğündeki Demokrat Parti, 14 Mayıs 1950'de seçimleri kazanınca  çeyrek asırdır işbaşında olup halka kök söktüren ensesi kalın CHP'li mütegallibeler şunu diyorlardı: "Ne yani; şimdi iktidarı Haso'lara Memo'lara mı vereceğiz?"
ANAP, 4 Kasım 1983'te seçimleri kazandığında aynı zihniyet, bir ay boyunca sürekli oyalayarak merhum Turgut Özal'a Başbakanlık mazbatasını  vermemişti.
23 Mart 2014'te Yenikapı'da yapılan mitinge iştirak eden iki milyondan fazla vatandaşa "cahiller, görgüsüzler" diye çamur atan o çapulcuyla ona arka çıkanlar, aynı köhne zihniyetin devamıdır. Hayır onlar "Beyaz Türk" değildir. Onlar, Türklerin yüz karasıdır... 
Bilen var mı?
Demokrat Parti, 1950 Seçimlerini ezici bir çoğunlukla kazanınca vatandaş buna "Beyaz İhtilal" demişti...
Şu gün...
AK Parti iktidarının Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde açık ara oyla kazandığı bu muhteşem seçim zaferi ise sandıkla gelen bir 'AK İHTİLAL'dir.  
'Ak İhtilal'de beyaz Türkler değil, millet iktidar olmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.