Mısır'da Yassıada kararı

A -
A +
Hüsnü Mübarek namındaki diktatör, yetkilerini batı güdümündeki orduyla batı güdümündeki AYM'ye devredip öyle istifa etmişti. Türkiye'de vatandaşa rağmen twitter kayırılırken böyle bir neticenin rüyasını gören yargıçlar olabileceğine inanmak istemeyiz...

Hafızamızı şöyle bir tazeleyelim...
"Arap Baharı" denen ateşin kıvılcımı 17 Aralık 2010'da Yeşil Kuşağın başlama noktası Tunus'ta tutuşturulunca yangın, 25 Ocak 2011'de Kahire'ye sıçradı. Çağdaş firavunizme karşı olan onbinler, Tahrir Meydanı'nı doldurdular. Bu meydan, hürriyetin sembolü haline geldi. Hüsnü Mübarek güçleri, halk kitleleri önünde dayanamadılar. Necip Fazıl merhumun "Orangaton Maymunu" dediği Cemal Abd'ün Nasr'ın ekolünden ne hüsnü yani güzel ve ne de mübarek olan Mısır'a musallat olmuş bu Batı kuklası ceberut, 10 Şubat 2011'de istifa etti. Fakat istifa ederken de hinliği elden bırakmadı. Yetkilerini  silahlı kuvvetler yüksek konseyi ile anayasa mahkemesi arasında paylaştırdı. Cumhurbaşkanlığını konsey reisi Muhammed Hüseyn Tantavî devraldı.
Ara dönem, 1 Temmuz 2012'de Muhammed Mursi'nin Cumhurbaşkanı seçilmesiyle kapandı. Cumhurbaşkanıyla Hürriyet ve Adalet Partisi Müslüman Kardeşler Teşkilatı'ndan gelmekteydi. 
Seçimler, demokratik usullerle ve dünyanın gözü önünde yapılmış, adaylardan Muhammed Mursi, halkın yüzde 51.73 oyunu alarak cumhurbaşkanı olmuştu. Böylece Mısır'a o bahsedilen nâzenin Arap Baharının geldiği, her yerde güller açacağı zannedildi. Hayır, hiç öyle olmadı? Batı için son kullanma tarihi biten bir diktatörün gönderilmesiyle maksat hasıl olmamıştı. Üstelik yeni Cumhurbaşkanı, Türkiye, Rusya, Çin, İran vs. ile yakın münasebetler kuruyor, Suriyeli muhaliflere destek oluyordu.
Muhammed Mursi'nin suyunu çabuk ısıttılar.
Önemli başkentlerde düğmeye basıldı.
Genelkurmay Başkanı Abdülfettah Es Sisi'nin başını çektiği bir cunta, Cumhurbaşkanıyla kadrolarını devirip içeri attılar. Sn. Mursi, taraftarlarına direnin çağrısı yaptı. Onbinler Tahrir Meydanına aktı. Aylarca büyük direnişler oldu. Cunta kuvvetleri binlerce sivili katletti. Çarpışmalar oldu. Bir tarafta direnen siviller. Diğer tarafta devletin asker ve emniyet kuvvetleri vardı.
Tabiatiyle bir gün geldi direniş tükendi.
Zaten Türkiye dışında kimseden de destek görmüyorlardı.
Adil Mansur devlet başkanı oldu.
Asıl fail ise Abdülfettah Es Sisi idi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.