Anayasa Mahkemesi ihtilafı

A -
A +
AYM/Anayasa Mahkemesi'nin her vatandaş için bir teminat sebebi, sırtını dayadığı, güvendiği bir hukuk dağı olmasını çok arzu ederdik. "Anayasa Mahkemesi" denince akan sular durmalı, kimsede zerrece bir şüphe olmamalıydı...
İleri ülkelerde anayasa mahkemeleri vardır. O mahkemeler o devlet vatandaşları için bu değerdedir. Türkiye'de ise mevzubahis mahkemenin kendisi bir ihtilaf sebebi. Olmaması gerekir ama hadi diyelim ki bidayet mahkemeleri/alt dereceli mahkemeler şu veya bu yüzden tartışılır olabilir. Ama; son kapı olan bir yüksek mahkeme kavga, münakaşa, şüphe, ihtilafın içinde yer alır ve taraf olursa bu netice, o devlet, ülke ve millet için hukuki değerler ve gelişmişlik kat sayısı itibariyle facia çapında kaygı vericidir.
27 Mayıs cunta darbesi devrin söylemiyle hatırlamak gerekirse apoletlilerle kara cübbelilerin mahsulüdür. "Kara cübbeli" dedikleri üniversite profesörleri ve darbecilerden emir alan yargıçlardı. Bunların topu, devleti kuran parti yalanının sahibi Tek Parti azınlık zihniyetinin oligarşik memurlarıdır.
Tek Parti zihniyeti, ileri zamanlarda kendisi iktidara gelemezse bile zihniyetinin devlette devamı için sipariş üzere hazırlattığı 1961 Anayasasıyla kolay kolay sökülüp atılamayacak vesayetçi tedbirler aldı.
Malum zihniyet, sehpalar gölgesinde yazılan 1961 Anayasasıyla hukuku tahrif ve tahrip etmiştir. Kuvvetler parçalanmışlığı, iktidara gelen partilere hayatı dar etti. Anayasa Mahkemesi de o parçalanmışlığın eseridir. Mücerred olarak bir anayasa mahkemesi bir ülke için adaletin teminatıyken bizde kuruluşundaki bozuk zihniyet yüzünden taşeronluk yapmıştı.
Hep devam edip giden taşeronluk, 28 Şubat'ta çuvala sığmayan mızrak oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimi için ihdas edilen engelleyici 367 uydurması, Anayasa Mahkemesinin duvarlarına sıçramış bir kara lekedir.
O Anayasa Mahkemesi'nin 12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği referandumuyla özlenen yapıya kavuştuğu, vesayetçi zihniyetin pençesinden kurtulduğu inancı genel kabul gördü. Hele ferdlerin AİHM'den önce AYM'ye gitme yolunun açılması fevkalade memnuniyete yol açmıştı. Ne var ki bu yeni AYM son zamanlarda yine ihtilaf sebebidir. Twitter için açıkladığı gerekçeli karar, ileriki zamanlara kalacak bir mahcubiyet vesikası oldu. HSYK'ya dair vaki hukuki düzenlemeyi tırpanlaması, milletin reddine uğramıştır. Hükümlerin dayanağı millet, vekil olan AYM'nin kararını bozmaktadır.
Bu neticelerde, AYM'de başkanın hukukçu olmamasının ciddi bir tesiri olduğu görüşündeyiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.