Cumhurbaşkanı herkesin, Türkiye hepimizin

A -
A +

Türkiye'de cumhur, ilk defa sandığa giderek kendi serbest irade ve tercihiyle kendi reis-i cumhurunu seçti. Bu seçimin yapıldığı "10 Alparslan 2014" Tarihteki yerini aldı. Bu neticeyle mahalli seçimlerini, milletvekili seçimlerini ve nihayet cumhurbaşkanlığı seçimini hür vicdan, serbest irade ve kıran kırana rekabet şartları içinde olanca heyecanıyla icra edebilen sayılı ileri demokratik memleketlerden biri olma itibarını kazanmış bulunmaktayız. Bu kazanç, iktidar, muhalefet, yargı, medya ve seçmenle birlikte bütün memleketindir.
Hiçbir sandıkta, hiçbir şehir veya köyde hiçbir vatandaş kalkıp "bana zorla şu isme oy verdirdiler" diyemez. Herkes, siyasi tercihi ve aklıselimiyle dilediği, beğendiği ve ümit bağladığı cumhurbaşkanı adayını seçti.
Her aidiyetten Türkiye seçmeni, açık ara farkla Recep Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığına layık gördü. Düne kadar Başbakan olan, Başbakanlığı büyük bir gayret, liyakat ve azimle yapan, Allah için hakkı teslim etme adalet duygusuyla söylemek lazım ki 10 yıla bir asırlık hizmeti sığdıran Sn. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığını anasının ak sütü gibi hak etti. Alnının teriyle o makamı kazandı. Vesayetin lütfuyla oraya gelmedi.
Bu seçimin ilk hususiyeti cumhurbaşkanının ilk defa seçimle işbaşına gelmesidir.
Vatandaş, kendisi varken kimseye vekâlet vermemiş, karar hakkı, doğrudan asilin olmuştur. Bu sebeple netice çok kıymetlidir.
Bir başka memnuniyet verici gelişme HDP adayı Selahattin Demirtaş'ın Türkiye partisi temsilcisi kimliğiyle hareket etmesi, yurdun her yerinde miting yapabilmesidir. Aldığı oy mühim değildir. Bu manzara o oylardan çok daha değerlidir. Denebilir ki Sn. Demirtaş seçilseydi ne olurdu? Hiçbir şey olmazdı. Eski bazı cumhurbaşkanlarından daha faydalı olurdu.
Seçimin ders çıkartılacak bir başka tarafı da çatı veya ortak aday meselesidir. Türkiye, koalisyon iktidarlarıyla 1960 darbesinden sonra tanıştı. Koalisyon hükümetleri, ya kifayetsiz kaldı, ya çapsız oldu veya 28 Şubat'taki gibi zarar verdi. Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP ve MHP'nin cumhurbaşkanlığı koalisyon adayıydı. CHP her ne kadar "İslamcı" diye bilinmiş böyle bir adayı göstermekle milletten mazisindeki bozuk sicil için örtülü biçimde özür dilemiş olsa da aile mazisiyle ters düşen Sn. İhsanoğlu, iki cami arasında kalmış bînamaz gibi oldu. Çok yıprandı. Adaylığı, kendi adına da adı geçen partiler adına da şanssızlıktı. Dünyanın üç en iyi liderinden ilk ikisi arasında yer alan Sn. Erdoğan, güçlü şahsiyeti, bitmez-tükenmez enerjisiyle seçim kampanyasını bir şenlik havasında rakipsiz olarak götürdü ve bileğinin hakkıyla arslanlar gibi kazandı.
Şimdi Çankaya'da bir arslan var.
Arslanımızı canu gönülden tebrik ediyor, alnından öpüyorum.
Allahü teâlâ, nazardan saklasın, muvaffak ve muhafaza buyursun.
Yolu işi bahtı açık olsun...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine oy veren ve vermeyen her vatandaşı kucaklayacaktır. Aksini düşünmek bile abestir. Oy vermeyen vatandaş da neticeyi kabullenmelidir. Bir savaşa girmedik, el birliğiyle yarınlarımız, şanlı geleceğimiz için seçim yaptık. Bu itibarla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 77 milyonun cumhurbaşkanıdır; Büyük Türkiye şafağındaki Yeni Türkiye de her milimiyle hepimizindir. Ebediyete çıkana yarınlarımıza huzurla, hoşgörüyle, ümitle, cesaretle ve mutlaka galib gelme azmiyle bakmalıyız.
Zından karanlığını yırtan Necip Fazıl merhum ne diyor:
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.