Onuncu zafer, başkanlık sistemine geçiş olacaktır

A -
A +

14 parti ve bir cemaatle 15 muhalefet unsuruna rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı. Aldığı yüzde 52'lik oy, AK Parti'nin 30 Mart 2014'teki oylarını 7 puan aştı. CHP ve MHP koalisyonunun adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun yüzde 38'lik oyunu ise 14 puan geride bıraktı.
Bu seçim, Sn. Erdoğan'ın ard arda elde ettiği dokuzuncu zaferidir.
Merak edilmez mi?
Acaba...
"Siyâsî hayatı bitti!" diye manşet atanlar, sıradan bir şiir için mahkûmiyet kararı verenler, "köy muhtarı bile yapmazlar" kehânetini dile getirenler, dudak bükenler, kaale almayanlar, çekiştirenler, Gezi Parkı'nı terör alanına çevirenler, 17-25 Aralık'ta darbeye teşebbüs edenler, sabah-akşam "Tayyip!" diye mertek gibi harflerle ağız dolusu hakaret edenler vs. vs. şimdi ne diyor, ne düşünüyorlar?
Onlardan biri bile olsa, "yanılmışız" diyerek özür dileme faziletini gösterebilecek mi acaba?
Hiç sanmıyoruz...
Türkiye, 11 Ağustos itibariyle yarı başkanlık sistemine geçmiştir. Balkon Konuşması'ndaki en mühim cümlelerden biri, 27 Mayıs 1960 darbesinin dayattığı anayasa modelinin ve o darbenin açtığı vesayet sisteminin artık kapandığı, eski Türkiye'nin arkada kaldığı şeklindeki sözlerdir. Bu sözlerin  bütünüyle gerçekleşmesi için anayasanın değişmesi gerekmektedir. Anayasa değişmeden sistemin özürlü taraflarına dair var olan her şey, varlığına şöyle veya böyle devam edecek ve fırsatını bulduğu ân başını kaldıracaktır. Atalar, "kem âlâtla kemâlât olmaz!" demişler, bu anayasa "kem âlâttır". Anayasanın değişmesi için 330 vekil çıkartılması gerekmekte. Bundan böyle AK Partinin şöyle bir mecburiyeti var; mânen başında olsa, lider ağırlığı eksilmese bile 2015 seçimlerine Tayyip Erdoğansız hazırlanıp, koşacak, kazanacak ve üstelik partinin ondan da öte Tayyip Erdoğan'ın kızıl elması olan Başkanlığı bulacaktır.
Ama...
2015 seçim mitinglerinde Tayyip Erdoğan olmayacak. Halbuki hitabet kabiliyeti, inanmışlığı ve inandırıcılığı kitleleri rüzgârın buğday başaklarını dalgalandırması gibi dalgalandıran AK Parti genel başkanı ve başbakan Tayyip Erdoğan, 28 Ağustos 2014 tarihinde Çankaya'ya çıkacak. Köşk'e çıkmasına rağmen, parti üstündeki tesiri, yönlendirmesi devam edecek olsa dahi mitinglere katılıp kürsüde konuşma yapamayacaktır. Bu gerçekten hareketle, düşünülen genel başkan ve başbakanının kimliği partinin istikbali ve Türkiye'nin başkanlık sistemine geçebilmesi noktasından hayati değer taşımaktadır...
Sn. Erdoğan'ın bütün bu giriftliklere vâkıf olmaması mümkün değildir. Böyle olduğu hâlde bugüne kadar isme dair zerrece sır vermedi. O'nun başarılarının saklı sebeplerinden biri de ketumiyetidir. Bu vasıflardaki muhtemel genel başkan ve başbakanının ismi kendince belli olsa gerek. Ancak muhtemel ismi, başarılarında -hiç şüphesiz ki- esaslı payı olan Emine Hanımla bile paylaşmamış olabilir. Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte 9 zafer kazandı. Altın zaferi ise onuncu zaferi olacak olan Başkanlık sistemine geçiş muvaffakiyetidir. Yarı başkanlık bir intikal dönemidir. Ama başkanlık sistemine geçiş için 330 milletvekili ve referandumu kazanma zorlukları da ortada.
Şu var ki...
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, en iyi siyaset planlamacısıdır. Kafasındaki yol haritasını bugünde dek adım adım hayata geçirmiş bir liderdir. Zorluğuna rağmen onuncu başarıya da imza atmak için ne lazımsa yapacaktır.
Çünkü...
Çalışıyor...
Allah, çalışana verir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.