Çankaya'da hizmet değişimi

A -
A +

Aldığımız davetiyede Sn Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve Başkadınefendi Hayrünissa Gül imzasıyla  "Cumhurbaşkanlığı görev süresinin sona ermesi münasebetiyle 19 Ağustos 2014 Salı günü saat 20.00' de Çankaya Köşkü'nde düzenlenecek resepsiyona katıl"mamız rica edilmekteydi.
Köşke saat 19'u az geçe intikal etmemize rağmen içerisi çok kalabalıktı. Davetli sayısı, saat 20.00'ye yaklaşırken iyice arttı.
Sn Gül, hızlı adımlar ve güler yüzlü sevecen haliyle doğrudan kürsüye geçti.
Hazirun vasıtasıyla milletine gönüllü bir hesap verme konuşması yapıyordu; hizmet yıllarını paylaştı. "Çankaya'yı herkese açtım!" sözü, enfazla alkış aldı. Gerçekten öyleydi. Davete gelmiş olan dindar, başı örtülü, son derecede açık, sünni, alevi, kürt, hırıstiyan, stk temsilcileri eski- yeni devlet umuru görmüş isimler, yazarlar, san'atkârlar, akademisyenler, iş adamları, Cumhurbaşkanını teyid etmekteydi.
İnsan, bu noktada durup düşününce ne çok kayıp yıllarımız olduğunu bir kere daha hatırlıyor. Milletin Çankaya Köşkü, millete kapalıydı, millet sanki hasımdı. Bizzat Gül çifti bin badireden sonra oraya girebildiler...
Cumhurbaşkanı, o akşamki veda konuşmasında resmi devlet işlerinden ziyade asıl varoluş dokumuzu ören fikir, san'at ve göz nuru emeklerle kişilere verdiği değere, ve gösterdiği himayeye temas etti. Bu himaye vâkıası bizim, tarihi ve an'anevi tavrımızdır. "Marifet iltifata tabidir" deyimi, amir hükümdür. Zira kendileri de şair ve san'atkâr olan Osmanlı Sultanları, şairlere, hattatlara, ulemaya ihtimam gösterip, evliyaya hürmet etmeselerdi  bugün ne o isimleri bilirdik ve ne de devlet, o çapa ererdi...
Çankaya Köşkü daha kapıdan girildiği ândan itibaren büyük kabul salononuna kadar duvarlar Lafzı Celal istifler, Hilye-i Şerifler, fermanlar, beratlar, menşurlar ve tarihten ve günümüzden yerli yabancı ressamların tablolarıyla donatılmış. Bu iklimle Çankaya Köşkü yakınlara gelmiş. Bakmaya doyum olmayan bu eserler, mekâna yüksek estetik değer kazandırmış.
Sn Abdullah Gül, alkışlar içinde vedasını yaptı, gönülden helalleşmeler oldu. Sonra da izdihama rağmen  hemen herkesin elini sıktı..
Böylece bir dönem daha kapandı...Vaktiyle buraya "Papazın Bağı  denirmiş. Şeref'ül mekân bi'l mekîn/ bir yer, şerefini orada oturandan alır. 28 Ağustos 2014'ten itibaren Çankaya Köşkü'nün yeni sahipleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başkadınefendi Emine Erdoğan olacaktır. "Başkadın Efendi" unvanı, tarihi devlet teâmülümüzde mevcuttur. Bu sebeple "first lady" değil de bu kelimeyi tercih ediyoruz; TDK'da kelimenin aslı varken zorlamalara gitmemeli.
Adullah Gül de Tayyip Erdoğan da makamları değil Rabbimizin rızasını gaye edinmiş  bir yüksek medeniyetin irfan mektebine mensuplardır. Bütün bozgun ve fesat çalışmalarına rağmen Abdullah Gül, Çankaya'ya gönderilirken ilk gün telaffuz edilen o "kardeşim" sözü hiç yıpranmadı. Onbirinci Cumhurbaşkanımızı -inşallah- BM genel sekreterliği vs gibi dünya liginde bir  mevkie yükseltiriz.
Onikinci Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan, döneminde Çankaya'nın baş döndürücü çapta hizmet üreteceğinden kimsenin şüphesi olmasın. 19 Ağustos akşamı misafirler, mescid haline getirilmiş bir odada akşam namazını eda ettiler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ise Çankaya Köşkü bahçesine Beşiktaş Yıldız'dakinden mülhem küçük bir Hamidiye Camiî ve Taksim'e de içimizdeki alevli hasret Taksim Camiîni yaptıracağına inanmaktayız.     

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.