Ak Hareket'te değişen lider değil, genel başkandır

A -
A +

Adalet ve Kalkınma Partisi, bugün Ankara'da olağanüstü bir büyük kongre yapmakta. 27 Ağustos 2014 tarihli bu kongre, AK Parti için 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulmasından bugüne en anlamlı buluşmadır. Parti kurulurken bir avuç inanmış insan vardı. Ankara'nın kaşarlanmış, "devlet biziz" diyen uzatmalı politikacılarıyla İstanbul'un dünyanın kendi etraflarında döndüğünü zanneden medyadan iş âlemine kadar yozlaşmış elitleri, bu insanları, bu hareketi küçümsüyor, horluyor ve linç manşetleri atıyorlardı.
Bugünse bir şölen var...
O lince maruz kalan, yok edilmenin her çeşidini yaşayan ve bitirilmeleri için yargı darbesinden suikastlara kadar her yol denenmiş o bir avuç kurucu kadroyla onlara samimiyetle inanmış teşkilatın azimle yola devam etmeleriyle bu parti, halkın büyük çoğunluğunun gönlüne yerleşerek girdiği bütün mahalli seçimleri, genel seçimleri, anayasa referandumunu ve nihayet cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmış oldu. AK Parti, 3 Kasım 2002-10 Ağustos-2014 aralığında hiçbir koalisyon mecburiyetine lüzum kalmadan, erken seçim yapmadan, politikacı borsası kurmadan, tek başına iktidar oldu. Bu zaman zarfında iki başbakan ve iki cumhurbaşkanı çıkarttı.  "10 yıla bir asırlık hizmet sığdırıldı!" demek iltifat değil, adalet olur. İşte onlardan bazıları:
Yüksek hızlı tren, Anadolu'nun kara, hava yolları ve tünellerle birbirine bağlanması, yerlerde sürünen TL'den altı sıfırın atılarak paramıza itibar kazandırılması, enflasyonun tek haneye düşürülmesi, IMF'nin evine gönderilmesi, İsrail balonunun bir dakikada söndürülmesi, devasa köprü ve hava limanlarına imza atılması, milli eğitimde velilerin her sene kitap kuyruğuna girme eziyetinden kurtarılarak eğitim yılıyla birlikte çocukların kitaplarını sıralarında hazır bulmaları, akıllı tahtalar ve tabletlerin her talebenin istifadesine sunulması, sağlıkta hastanın hastanede rehine tutulduğu günlerden insanca muamele gördüğü zamanlara kavuşması, askerî, kazaî/yargılı, bürokratik, medya, STK ve  iş dünyası vesayetine son verilmesi, muhafazakâr insana reva görülen zulmün bitirilmesi, iç barışın tesisiyle bir bölgede 30 senedir süren kanlı iç harbin durması, dış politikada seyreden, etliye-sütlüye karışmaz devletten oyun kuran bölge lideri devlet konumuna geçilmesi, 2023 Büyük Türkiye ve 2071 Cihan Devleti Türkiye'nin Kızıl Elma hedefleri olarak seçilmesi ve daha onlarca başarı hikâyesi... Ve en nihayet halkın bizzat Cumhurbaşkanı seçebilmesi. Vatandaşın oy kuluçkası görülmekten kurtulup iradesini hükümran kılan bir ihtilali gerçekleştirmesi. Bütün bunları ve diğer köklü icraatları muhafazakâr merkez demokrat parti olan bir parti yaptı.
Bu parti, bugünden itibaren müesseseleşiyor. Şimdi kurucu genel başkan, yerini istişarelerle seçilen bir genel başkana bırakmakta. Dünkü günümüzde kötü misaller vardır. Her ne kadar "sui misal, emsal olmaz!" dense de bu ihtar, bir hakîkati ortadan kaldırmamakta. Genel Başkanları Çankaya'ya çıkan merkez partiler eriyip yok oldular. Millet, Recep Tayyip Erdoğan'ı istikrar ve büyümenin teminatı olarak gördüğünden önceki merkez partileri hatırlayarak O'nun başında olmadığı AK Parti'yi endişeyle düşünmekteydi. Yapılan geniş istişarelerle Ahmet Davutoğlu'nun seçilmiş olması bu endişeleri izale etmiştir.
Şu husus gözden kaçmamalı; AK Parti bir hareket partisidir. Bugün genel başkan ve başbakan değişiyor. Lider değişmiyor. Hareketin lideri, Recep Tayyip Erdoğan'dır. O, Cumhurbaşkanı olarak Çankaya'ya çıkıp yönetici konumdan yönlendirici konuma geçmekte. Lider, hareketinin başındadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.