R. Tayyip Erdoğan'ın yıldızı asıl bundan sonra yükselecek...

A -
A +

Şarkıcı Hülya Avşar, vergi kaçırma iddiası ile muhakeme edildi. Ve suçlu bulunarak hakkında 5 ay mahkûmiyet verildi. Mahkeme, sanığın bir daha böyle bir suç işlemeyeceği kanaatine vardığından cezayı tecil etti. Mahkûmiyeti para cezasına çevirmeye dahi lüzum görülmedi. Hülya Avşar, şimdi yayın hayatında olmayan bir gazetenin açtığı yarışmayla seçilmişti.
Aynı günlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da okuduğu bir şiir sebebiyle yargılandı. O'na 10 ay mahkûmiyet verildi.
Mahkeme, zanlının benzeri bir suç işleyebileceğine inandığından cezayı ne tecil etti ve ne de paraya çevirdi.
Hakimler, hükmü oy birliği ile değil, oy çokluğu ile verdi. En önemlisi de iddia makamının muhakeme edilen Belediye Başkanı'nın beraatini talep etmesi. Diyarbakır DGM Savcısı şimdi kararı temyiz ediyor. Recep Tayyip Erdoğan, mahalli seçimlerde İstanbulluların oyları ile seçilmişti.
Kamuoyu anketleri, Başkan'ın aldığı oylarda eksilme değil artma olduğunu gösteriyor. Savcıya paralel olarak Recep Tayyip Erdoğan da kararı temyiz edecek.
Ekseriyet yani oy çokluğu ile alınan kararın savcı ve sanığın talepleri doğrultusunda bozulması mümkün. Karar bozulmayabilir de. O takdirde 15 milyonluk İstanbul'un Belediye Başkanı 4 ay hapis yatar. Dört duvar arasında dört ay kalmakla bir kimsenin fikirlerinde ne gibi değişiklik olabildiğini o zaman Belediye Başkanımıza sorarız.
Başkanlarının ellerinden alınacağı endişesine kapılan binlerce İstanbullu, kararı işittikleri andan beri Başkanlık Sarayı önünde toplanarak Recep Tayyip Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulunuyorlar... Niçin?
İstanbullu, bir önceki belediye başkanı Nurettin Sözen zamanında inanılmaz eziyetler çekmiştir. İstanbul hava kirliliği en yüksek il olmuştu, sular akmıyordu, çöpler alınmıyordu, park ve bahçeler ihtiyaca cevap vermiyordu, yollar bozuktu, ulaşım bir azaptı.
Bunları tek tek sıralamaya lüzum yok; çünkü o günleri yaşayanlar hayatta ve her şey hafızalarda. İnsanlar büyük bir bunalımda iken Recep Tayyip Erdoğan şehrimizin hizmetine seçildi. Kısa sürede de birçok vatandaş hayrete düştü. Zira o, bir partili olarak değil; İstanbullu sıfatı ile çalışıyordu. Böylece:
İstanbul suya, yola, kaldırıma, üst geçitlere, hafif raylı sistemlere, muhteşem bir metroya, hızlı arabalı vapura, sayısız parklara, bahçelere, oyun alanlarına, yüz binlerce yeni ağaca, yeşile ve temizliğe kavuştu.
Haliç, tarihinde ilk defa temizleniyor.
On binlerce gence burs veriliyor.
Binlerce tarihî mekân ve eser asli hâline kavuşturuldu.
Eskiden sadece mütegallibe sınıfın gidebildiği Yıldız, Emirgân, Çamlıca Konakları, Hidiv Kasrı, Fethipaşa Korusu ve benzeri yerler ucuz temiz servislerle İstanbul sakinlerine açıldı.
İstanbul kültür aktivitelerinde Paris'le yarışır hâle geldi.
Rüşvet, belediyeden uzaklaştırıldı...
Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın hizmetleri ancak kitaplık bir çalışma ile anlatılabilir.
Bir ömürlük iş büyük gayretle birkaç yıla sığdırıldı.
O'nun işbaşına gelmesi Türkiye'nin kalbi İstanbul için hakikaten bir şans oldu. Şimdi kritik bir dönemden geçiliyor. Mahkeme heyeti en nihayet mer'i kanunlara göre kanaatini kullanmıştır. Yargıtay, cezayı bozarsa DGM'nin eski kararında ısrar edeceğini sanmıyoruz.
Tasdik yoluna gittiğinde bunun neticesi dört ay istirahat, başkanlıktan düşme ve seçilme hakkını kaybetme.
Ama olsun!.. Eğer; yasaklamalar, mahkûmiyetler, cezalar, politikacıların sonunu getirseydi şimdi Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı, Bülent Ecevit'in Başbakan yardımcısı birçok kimsenin bakan ve milletvekili olmaması gerekirdi. Uzun süreli hapisler bile idealist siyaset adamlarını yıldıramamıştır. Bunun dünyadaki en son örneği Güney Afrika Cumhurbaşkanı Mandela'dır.
Recep Tayyip Erdoğan imtihanda.
İstanbul'a bu hizmetleri yapan insan şu küçük imtihanı vermeli. İmtihanı verebildiği takdirde yıldızı daha da parlayacaktır.
Maruz kaldığı hadiseleri ilahi bir lütuf olarak görmeli. Yüce Allah mazlumlar ve mağdurlarla beraberdir.
Siyasetçi, çilelerle, acılarla, düşüp-kalkmalarla gelişir.
Liderler böyle doğar.
Kahramanların boynuna bir dönem "hain" yaftası asılır.
Olanlardan ders çıkarmak lazım.
Üzücü olan 23 Nisan Demokrasi Bayramı'nda dünya önünde bir kere daha mahcup olmamız. Ceza kanununun düşünce suçları yeniden tanzim edilmelidir.
Kürsü dokunulmazlığı gibi konuşma ve yazma dokunulmazlığı da olmalı...
.....
Bu yazı, ilk defa 23.04.1998 tarihli Türkiye gazetesinde yayımlanmıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.