Sarışın bay müstemleke komiserinin eski huyu

A -
A +

Mevzu başlığına Avrupa'nın mütemlekeci tavrı, Batı'nın müstemleke komiserliği, AB'nin sömürgeci teftişi... Ve daha başka şeyler de diyebilirdik.. Dediklerimizin ve demediklerimizin hepsi aynı yere çıkar.

Çünkü:

Sömürgeciliğin kaynağı Avrupa'dır.

İngilizler, İspanyollar, Portekizliler, Fransızlar, Hollandalılar, en cücesi ve cümlesi, buharın keşfiyle birlikte Avrupa limanlarından Afrika, Amerika, Uzak Asya ve bilhassa İslam memleketlerine musallat oldular. Değişik kıta ve coğrafyalarda müstemlekeler oluşturdular. Bu sömürge idarelerinin başına "komiser"lerini diktiler. Oraların yer altı, yer üstü ve insan kaynaklarını talan edip götürdüler.Servetler gasp edildi, insanlar köle yapıldı. Bunlar yapılmaya başlandıktan sonra da dünya huzura, adalete, sükûnete hasret kaldı. Olanca propagandalarına, beyin yıkama çalışmalarına rağmen Avrupa; şimdi  revaçtaki adıyla AB, işte bu yüzden bozuk bir sicile sahiptir...

Bu AB, bu batı, CIA'nın işkencelerini görmez, Suriye'deki katlima, göç dalgalarına oralı olmaz, Irak vebalini hatırlamaz, İsrail'in Filistin'de çocuk katline, mabed kirletmesine bile dönüp bakmazken, BM'de vetolar uygularken ülkemizdeki bir adli soruşturma üzerine meşhur gazeteleri, onlardan daha meşhur tv'leri ve pişkin politikacılarıyla Türkiye'yi kınamakta.
Bunu hangi hakla ve hangi yüzle yapmaktasınız?

Şerefli tarihinizden aldığınız güçle mi, saydığımız hadislere gösterdiğiniz insani duyarlıkla mı? Bir milyon nüfuslu mahalle devletlerini bile AB'ye alırken Türkiye'yi dışarıda tutmanızdan dolayı mı? Mısır'da darbeye arka çıkmanız sebebiyle mi?

Memleketimizde bir kaç vatandaş, bir cemaat mensubu bazı şahıslardan şikâyetçi olmuştur. Polis, tahkikat sonunda şikâyet edilenleri göz altına aldı. Onlardan bazıları sorgulandı ve bırakıldı. Muhtemelen tutuklanan da olabilir. Hukuk gereği neticede onlar şüpheli. Haklarındaki dâvâ kesinleşmeden kimse suçlu değil

Her meslek mensubu gibi gazetecide suç işleyebilir. O zaman gazeteci de  yargılanır. Burada kabul edilemez olan gazetecinin, yazarın, kanaat önderinin yazısı veya konuşması dolayısyla mahkemeye çıkartılmasıdır. Böyle bir şey yok. Ortada fikir suçu değil, cezai suç var. Kaldıki mahkemeye çıkartılanlar içinde polisler de bulunmakta. Bakın AB'nin şu garabet anlayışına ki sadece gazetecileri seçip onlar üzerinden Ankara'ya mektup göndermekte, kınayıcı açıklama yapmakta.

Peki AB; bu batı, bu Batının şöhretli tv'leri, medyası ve politikacıları daha evvel genel kurmay başkanı, kuvvet komutanları senelerce tutuklu kalırken nerelerdeydiler? Üstelik Türkiye'de ilk defa mı gazeteci mahkeme huzuruna çıkmakta? Değil. Ama muhatabımız çifte standartlıdır.  
Ne varki köprülerin altından çok sular aktı.

AB, Batı, kendini hâlâ müstemleke komiserliği havasından kurtaramıyor; kendini bugün bile Ankara'ya IMF komiseri gönderdiği günlerde zannediyor.

Bay AB'liler, bay batılılar, lütfen artık uyanın!

Şimdi Osmanlı ruhundan kuvvet alan Yeni Türkiye'deyiz. Şunu kesinlikle bilinki hiç  biriniz hiç bir bahaneyle içişlerimize karışamazsınız! Türkiye'de savcılar ve hakimler vazifelerinin başında. Onlar, suçluyla suçsuzu tefrik ederler. Çünkü onlar, vicdan sahibidir. Çünkü onlar, sömürgeci kültürüyle büyümediler. Siz önce vermek istediğiniz derse kendiniz çalışın. Alın köhne uygarlığınız ve geleceği bulunmayan AB sizin olsun. "Avrupa Birliği" diye bir şey mi kaldı? Almanya, bir ekonomik krize girse şiddetli bir deprem geçirmiş gibi olduğu yere çöker. Veya şöyle diyelim: -Almanya'da Türkler ve elbette Müslümanlar, bankalardaki mevduatlarını çekseler, Almanya krize girer.

Bay AB, bay Batı; siz bırakın Türkiye'de iktidara akıldânelik taslamayı da Ankara'yla iyi geçinmeye bakın. Bunu beyaz Türkler bile keşfetti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.