Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Eyüp Sultan'dan Balkanlara dostluk sofrası

Düzenleyen:
Eyüp Sultan'dan Balkanlara dostluk sofrası

Ramazan 2016 Haberleri

“Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene, Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene...”

Ahmet Münir Eren Makedonya
ahmetmunir.eren@tg.com.tr

Osmanlı topraklarına 1393’te katılmakla mamur olan güzide beldedeyim. Yani şanlı bir medeniyetin ihsan sofrasında 520 yılını doldurarak Balkanların en gözde şehirlerinden biri olmuş Makedonya’nın Üsküp şehrinde... Köprüler, çeşmeler, hanlar, hamamlar, camiler, külliyeler, zaviyeler diyarı. Yahya Kemal’in, “Üsküp ki Şar Dağ’ında devamıydı Bursa’nın” dizelerindeki benzerlik buraya gelmeden fark edilmiyor. 
Şair devamında, “Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene, Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene” mısralarını halka yapıyor kaybolan şehir şiirine. Kendisi Üsküp doğumlu olması hasebiyle içindeki mana çeşmelerinin musluklarını sonuna kadar açarak bu şehri yazıyor Beyatlı... Yıldırım Bayezid Han’ın emaneti beldeyi terk etmeye mecbur oluyor ama yine de kopmuyor özünden. O ne şiirdir ki Üsküp’ü görmeden yaşatıyor insana.
EVİMİZDEYİZ SANKİ
Eyüp Belediyesi tarafından gelenek halini alan Eyüp Sultan iftarları etkinliği çerçevesinde Makedonya’ya gittim. Üsküp Havalimanı’na indik. İftardı dinlenmeydi derken sahur oldu onu da yapıp istirahate çekildik. Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın ve Eyüp Kaymakamı Abdullah Dölek’in de olduğu kalabalık bir kadro ile 42 dereceyi bulan Balkan sıcağında hem gezmeye hem de rehberimiz Turgay Saraç’tan Üsküp’ü öğrenmeye başladık. İlk durağımız Mustafa Paşa camii oldu. Yavuz Sultan Selim’in veziri Mustafa Paşa 1492 de yaptırmış bu camiyi. Nurlu cami Üsküp çarşısının üstünde, Üsküp kalesinin ise hemen altında kalıyor. Ramazan olduğu için içeride Kuran-ı kerim okuyanları görüyoruz ve rehberimiz devam edelim diyor. 
MURAT HAN’DAN YADİGÂR
Bu kez bizi Sultan 2.Murad’ın camiine çıkarıyor. Camii aslını koruyor, el değmeden günümüze kadar ulaşmış. Tamirat görmüş ama tahribat görmemiş. Ahşap işlemeli tavanlarında 5 asırdır tekbirler yankılanmış. İnsan düşündükçe gözleri doluyor. İstanbul nere Balkanlar nere. Duvarları süsleyen hatlar talik, sülüs, celi… Mihrabı ayrı güzel, minberi ayrı estetiğe sahip. Abdestimi alıyorum lakin şadırvana asılan akça pakça lavanta kokulu havlular dikkatimi çekiyor. Bana mı konulmuş acaba? Rehbere soruyorum. Gelenler kullansın diye diyor. Her camimizde vardır. Bir kere kullanıldı mı mahallenin kadınları alır, üstlerine vazife gibi yıkarlar. Bu muhteşem geleneğe imreniyorum. Geçmişe hasret duya duya, huzura doya doya öğle namazımızı eda ediyoruz.  Yahya Kemal’in annesi de burada metfunmuş ayrıca 
Hani “Ben girmeden hayâtı şafaklandıran çağa / Bir sonbaharda annemi gömdük o toprağa” diyor ya işte o toprak bu camiinin avlusunda. 
ESKİ ÇARŞI
Sonra Üsküp çarşıya iniyoruz. Bakır terazi ve eski usul okkalarla malını tartan bir kuruyemişçiye uğruyorum. “Veresin oradan be 20 dinarlık kikiriki (yer fıstığı) bana!”
Güler yüzle nezaketle yer gösteriyor. Vaktim yok ama nasıl kırılabilir ki dostlar? 
Fiyatlar makul. Ceviz 8, badem 7 euro bu arada. 
ÜRKÜTÜCÜ BİR KANYON MATKA 
Akşam Tetova’da Eyüp Belediyesi’nin iftarına yetişeceğimiz için erken ayrılıyoruz. Şimdi menzilimiz Tetova yolu üzerindeki Matka. Treska Nehri’nin Üsküp nehri ile kesiştiği sahada yer alıyor. Matka kanyonu dünyanın en derin su altı mağaralarını barındırıyor. 20 ila 176 metre derinliğinde on mağara bulunuyor. Göle kayaların içinde oyulmuş dar yollardan geçerek ulaşılıyor. Üsküplüler yazın bunaltıcı havasında burayı dağların kliması olarak görüyor. Havası şehir merkezine göre 10 derece daha düşük. Suyu da serin hem de karpuz atsanız çatlatacak kadar. Ayaklarımız 20 saniye dayanamıyor. Tekne turu ile Matka gezimizi sonlandırıyoruz. Farkında olmadan gölde fazla vakit geçirmişiz. Tam akşam ezanında Tetova’ya giriyoruz. 
KALKANDELEN
İftar alanında yaklaşık 2000 kişilik Arnavut, Türk, Torbeş görünce yapılan işin ehemmiyetini daha iyi anlıyorum. Dostluğu ve kardeşliği yıkılmaz kılan, paylaşmak ve kaynaşmaktır düşüncesiyle yapılan bu davetler ne kadar mühim. Ev sahibi de hoş misafiri de hoş. Balkan insanları cömert saf ve asil. Anadolu’dan gelenleri görünce gözlerinin içi parlıyor. Tabloyu görmek lazım, anlatmak öyle zor ki…
Eyüp Belediyesi bu samimi organizasyonu ile gönülleri fethediyor. 

Eyüp Sultan'dan Balkanlara dostluk sofrası

Düzenleyen:  - Ramazan 2016
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...