Gönüllü sağlık ordumuz Afrika'nın acısını sırtladı

Gönüllü sağlık ordumuz Afrika'nın acısını sırtladı

SAĞLIK Haberleri

Afrika Boynuzu’nun en büyük ve en modern sağlık kurumu “Recep Tayyip Erdoğan Hastanesi” ve “Somali Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi” Somali halkına umut oldu

Somali’nin başkenti Mogadişu’daki Türk hastaneleri sahip olduğu gelişmiş tıbbi ekipmanlar ve modern cihazların yanı sıra büyüklüğü ve hasta kapasitesi ile Somali halkının umudu oldu. Resmî açılışı Ocak 2015’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eski Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’un katılımlarıyla gerçekleştirilen “Recep Tayyip Erdoğan Hastanesi” ile Yardımeli Derneği tarafından yapılan “Somali Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi”, sağlık sektöründe türlü sorunların yaşandığı ülkede halka kendi yurtlarında tedavi görme imkânı sağlıyor. Siyasi istikrarsızlığın beraberinde getirdiği çatışmalar, salgın hastalıklar ve kuraklık gibi çeşitli sorunlarla mücadele eden ülkede, eski bir hastanenin enkazı üzerinde inşa edilen, en gelişmiş tıbbi ekipmanlar ve modern cihazlarla donatılan Recep Tayyip Erdoğan Hastanesi bugün, Afrika Boynuzu’nun en modern hastanesinden biri olarak gösteriliyor. Afrika’nın en büyük sağlık kurumu olan hastanenin müdürü Ali Ekci, acil bölümünün 24 saat açık olduğunu belirterek, hastanede ayda yaklaşık 11 bin hastaya hizmet verildiğini, bunun da yılda 132 bin kişiye tekabül ettiğini dile getirdi. Kenya, Etiyopya ve Cibuti’den de hasta kabul ettiklerine işaret eden Ekci, 2018’de başkentteki diğer büyük hastanelerin hizmet kalitesini yükseltmek için çeşitli uzmanlıklarda tıbbi ve idari kadro yetiştirilmesi için eğitim vermeyi hedeflediklerini belirtti. Acil bölümünde görevli Doktor Mustafa Enes ise hastaneyi, halkın büyük bir kısmının hayatındaki yerinden dolayı Somali’nin “atan kalbi” olarak nitelendirdi. Yardımeli Uluslararası İnsani Yardım Derneğinin inşa ettiği Somali Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi de Recep Tayyip Erdoğan Hastanesinden sonra ülkenin en prestijli ikinci sağlık kuruluşu olarak biliniyor.

Sağlık elçileri Afrika’nın acısını böyle yükleniyor

Hemşire Mülkiye Okyay, Nijer’e şifa götüren ekipte yer alıyordu. Bir kadın ameliyata alındı. Ancak çocuğunu bırakacak kimsesi yoktu. Mülkiye hemşire, bebeği sırtına sardı. Bir yandan da ameliyata yardım etti. Arkadaşlarının fotoğraf karesine dondurduğu o an, Türk sağlık kuruluşlarının fedakârlığını dünyaya gösterdi. Sosyal medyada ilgi odağı olan fedakâr hemşireye ulaştık. Afrika’yı ve o ameliyatı kendisinden dinledik.

Gönüllü sağlık ordumuz Afrika'nın acısını sırtladı

Türk sağlık kuruluşları, gönüllü olarak gittikleri Afrika’da inanılmaz başarılara imza atıyor. Somali’den Nijer’e, Sudan’dan Çad’a, Etiyopya’dan Cibuti’ye kadar birçok ülkede yüzbinlerce insan, Türk hekimlerinin elinde sağlığına kavuşuyor. Hatta bazı ülkelerde Türkiye’nin inşa ettiği hastaneler bulunuyor. Buralarda katarakt ameliyatları, sünnet ve doğum yapılıyor.
Afrika’ya hizmet veren çok sayıda Türk sivil toplum kuruluşu var. Gönüllüler Grubu onlardan biri. Gönüllüler, 9-24 Aralık tarihleri arasında Nijer’e 22. defa yardım götürdü. Şimdiye kadar 16 defa Afrika’ya giden İstanbul Eyüp Sultan Devlet Hastanesinde ameliyathane görevli hemşiresi Mülkiye Okyay, ekipte yer alan sağlıkçılardan biriydi.
Doktor bulamadığı için uzun yıllar yağ bezesi ile yaşayan bir annenin ameliyatından önce 10 aylık bebeğini bırakacak kimseyi yoktu. Hemşire Mülkiye Okyay, çareyi Nijer’deki anneler gibi bebeği sırtına bağlamakta buldu. İşte o anlar Okyay’ın çalışma arkadaşları tarafından kaydedildi. Tecrübeli hemşirenin sosyal medyadan paylaştığı görüntü, Türk sağlıkçıların fedakârlığını gözler önüne serdi.

MİNNET DUYUYORLAR
Bir anda ilgi odağı olan Mülkiye Okyay’a ulaştık. Onu gazetemizde ağırladık ve hikâyeyi kendi ağzından dinledik. Mülkiye hemşire, hem o anı hem de Afrika’da yaşadıklarını anlattı:
“42 yaşındayım. 23 yıllık ameliyat hemşiresiyim. 1999 yılında Gölcük depreminde gönüllü gittim. Bir buçuk ay orada görev yaptım. Sahada kalmak, ihtiyacı olanlara yardım etmek çok hoşuma gitti. 2009 yılında İHH’nın Sudan’da bir katarakt projesi olduğunu duydum. Atladım, Sudan’a gittim. Bir ay kaldım. Başta bulaşıcı hastalıklardan korktum. Sonra Afrika’ya çok âşık oldum. Çünkü oradaki insanların size çok ihtiyacı var ve yardım ettiğinizde inanılmaz kıymet biliyor, minnet duyuyorlar. Türkiye’de serum damlamıyor diye beddua edenler oluyor.

Gönüllü sağlık ordumuz Afrika'nın acısını sırtladı

ÇOCUĞU NE YAPACAĞIZ?
Nijer’de 780 bin kişiye iki pratisyen hekim düşüyor. Ameliyat yapacak doktor yok. Son gidişimizde ameliyathanenin kapısına, sırtında çocuğuyla bir anne geldi. Kolunda kitle vardı ve alınması gerekiyordu. ‘Çocuğu ne yapacaksın?’ diye sordum. ‘Bilmiyorum, kimsem yok. Burada durur’ dedi. ‘Olmaz’ diye cevap verdim. Çünkü sırt üstü yatması gerekiyordu. Benim de dört hastam, beş hemşirem bulunuyor. Üç hemşire sıtma dolayısıyla kartonu sermiş yatıyor. O sırada iki hemşire çalışıyoruz. Çocuğu ne yapacağız diye düşünüp duruyoruz. Hastayı geri göndersek belki altı ay sonra ameliyat olacak. Belki bir daha ulaşamayacaktı. 80 km uzaktan yürüyerek tek başına gelmişti. Sırtıma bağlattım bebeği. Cerrahı çağırdım, hasta hazır dedim. O şekilde ameliyatı yaptık. Zavallının hiç gıkı çıkmadı. Ameliyattan sonra annesinin sırtına bağladık ve gitti.

Her nefese şükrediyorum

Afrika, Mülkiye hemşireye çok şey öğretmiş: “Orada korkunç ötesi bir dram var. Yaşamadan anlayamazsınız. Oraları gördükten sonra hayata bakışım değişti. Bir kere hayatın çok güzel olduğunu anladım. Yediğim her lokma için minnet duyuyorum. Önceden herkes gibi kalan yemeğimi çöpe atardım. Şimdi tek lokma ziyan etmiyorum. Artık daha iyisi olsun hiç istemiyorum. Yaşadığım her dakikaya şükrediyorum. Bazen ‘Evde yiyecek hiçbir şey yok’ deriz ya hani. Açıp baksan dolaba... Makarna var, pirinç var, bulgur var. Hangisi eksik ki? Ama Afrika’da gerçekten yok! Kadınlar kuş darısını kaynatıyor; lapayı kendisi yiyor, suyunu çocuğuna içiriyor.
Acayip dramlar yaşanıyor. Çocuk servisinde büyük bir sıra vardı. Anneler tek sıra halinde bekliyor. Her birinin sırtında birer çocuk. Bir kadın sırası gelince hekim çocuğun ölmüş olduğunu fark ediyor. Sırada evladı ölmüş ama haberi yok.

Gönüllü sağlık ordumuz Afrika'nın acısını sırtladı

PROFESÖR YER SİLİYOR
23 yurt dışı görevim oldu. Rabbim sanki oraya giden sağlık ekiplerini seçip göndermiş. Beş kuruş maddi çıkarın yok. Manevi olarak ne kazanırsam kârdır diye bakıyorsun. Dünyaca ünlü profesör oraya geliyor. Bir odayı ameliyathane yapıyoruz. Ben çamaşır suyu ile masayı hazırlıyorum. Doçent yerleri siliyor. Bir başka hekim lambaların tozunu alıyor. Burada bırakın hekimleri hemşirelere bile yaptıramazsınız bunu. Orada herkes her işi yapıyor. Ego yok, makam kaygısı yok. Kimse ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun’ demiyor. Herkes Allah rızası için orada.”

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...