Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Teknoloji sağır ediyor

Teknoloji sağır  ediyor

SAĞLIK Haberleri

Doğduğumuz andan itibaren işitme duyumuzu yavaş yavaş kaybediyoruz. Modern hayatın oluşturduğu gürültü ise bu kaybı hızlandırıyor.

Ziyneti Kocabıyık

İnsan hayatını kolaylaştıran teknolojinin yavaş yavaş bizi sağır ettiğini biliyor muydunuz? İnsanın doğduğu andan itibaren işitme kabiliyetini kaybetmeye başladığını söyleyen Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Mete Kıroğlu “İşitme en erken kaybettiğimiz duyularımızdan biridir. Uzun süre maruz kaldığımız yüksek gürültü, işitme hücrelerimize zarar verir. Şehrin genel gürültüsü, trafik, gürültülü çalışma ortamları, yüksek sekle müzik dinlemek, kulaklıkla müzik dinlemek işitmenin en büyük düşmanıdır” dedi.
İşitme kaybının özellikle çocuklar ve gençlerde önem kazandığına işaret edenProf. Dr. Kıroğlu “Çocuklar az duyduklarını anlatamazlar. İşitme azlığı genetik olarak doğuştan gelebildiği gibi daha sonra geçirilen hastalıklar yüzünden de ortaya çıkabilir. Son yıllarda teknolojik cihazların hayatın bütün alanına girmesiyle çevresel faktörler de sebepler arasına katılmıştır. Bu özellikle ilk çocukluk döneminde çok önemlidir. Duymayan çocuk konuşamaz. Teşhis edilmemiş sağır bir bebek, zamanında tedavi ve rehabilite edilmezse ömür boyu konuşamayacaktır” dedi.

SAĞIRLIK TARİHE KARIŞTI
Eskiden sağır ve dilsiz diye bir tanımlamanın olduğunu, duymayan kişinin konuşamadığı için kendini ifade edemediğini söyleyen Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tayyar Kalcıoğlu, ülkemizde erken teşhisin başarı ile yapıldığını belirterek “2004 yılında Sağlık Bakanlığının öncülüğünde başlatılan yeni doğan işitme taraması protokolü uygulamasının geldiği noktada bugün ülkemizde yeni doğan bebeklerin yüzde 98’i işitme taramasından geçmektedir. Böylece işitme kaybı tanısı konulan bebeklerin koklear implanta, beyin sapı implantına kadar giden farklı tedavi veya rehabilitasyon uygulamalarından faydalanıp işitme ve dolayısıyla konuşma engelli bireyler olmalarının önüne geçilebiliyor. Eğer çocukta iç kulak hiç gelişmemişse, işitme siniri olmasa bile direkt beyin sapındaki işitme merkezine bir elektrot yerleştirerek duymayı sağlamak mümkün oluyor” dedi.

BUNAMAYI ARTIRIYOR
Az duymanın yaşlılarda da önemli bir problem olduğunu belirten Prof. Dr. Mete Kıroğlu “Yaşlılar önce konuşmanın duymadıkları yerlerini gülümseyerek geçiştirirler ya da kendilerince doldururlar. Sonra duyarlar ama ne olduğunu anlamazlar fakat bozuntuya vermezler. Daha sonraki dönemlerde sohbetten uzaklaşırlar ve içlerine kapanırlar. Yapılan çalışmalar işitme kayıplarının yaşlılarda bunamayı hızlandırdığını gösteriyor” dedi.

KULAK ÇINLAMASI ÖNEMLİ BELİRTİ
Kulak çınlamasının ileri yaşlardaki işitme kaybının en önemli belirti olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kıroğlu “Hemen doktora gidip işitme testi yaptırmalı ve işitme cihazını kullanmaya başlanmalıdır. İlk etapta uyum problemi yaşanabilir. Çünkü duyma uzun süreden beri azaldığı için o kabiliyetin tekrar kazanılması gerekir. Bazı durumlarda ameliyatla müdahale de gerekebilir” diye konuştu.

YÜKSEK SESLİ MÜZİK İŞİTME KAYBI SEBEBİ
Gençlerde ve ergenlerde genç yaşta işitme kayıplarının yaşanmaya başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Mete Kıroğlu, bunun en önemli sebebinin kulaklıklarla yüksek sesli müzik dinlenmesi olduğunu söyledi. Özellikle kalitesiz ve kulağın içine yerleştirilen kulaklıkların, işitme sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Prof. Dr. Kıroğlu “Yüksek sesli müzik dinleme nedeniyle ne yazık ki 9-15 yaş grubunda yüzde 12,5 oranında işitme kayıplarının ortaya çıktığını görüyoruz. Eskiden böyle bir veri yoktu. Bunlar, özellikle teknolojisi gelişmiş olan ülkelerden gelen veriler. Bunu kulaklık kullanımının yoğunlaşmasına bağlamak mümkün. Bu konudaki tavsiyemiz çocukların günde 1 saatten fazla kulaklık kullanmaması. Sesin yüksekliği 10 üzerinden 6’nın üzerine çıkmasın. Aynı gün başka yüksek ses alacaksa dinleme süresini, aldığı süreye göre azaltsın’’ dedi.

Teknoloji sağır  ediyor

İŞİTME SAĞLIĞINI NASIL KORUYALIM?
Prof. Dr. Mete Kıroğlu işitme sağlığını korumak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Bazı ağrı kesici, idrar söktürücü ve antibiyotikleri fazla kullanmak işitme fonksiyonlarını bozabilir. Bunları dikkatli kullanmak gerekir.
Yüksek sesle temas azaltılmalıdır. Normal şehir trafiğinin sesi ortalama 85 dB’dir. İç kulağımızdaki hücreler bu sese 8 saate kadar dayanabilir. Daha uzun süre ve daha yüksek sese maruziyet kalıcı hasara sebep olabilir. Eğer o gün 8 saat trafik sesine maruz kalmışsak üzerine müzik dinlememeli, televizyon seyretmemeliyiz.
İç kulak hücrelerimiz 95 dB’e (uçak sesi) 1 saat dayanabilir. Otoyol kenarında, tren istasyonu ve havaalanı yakınında oturanlar, üst geçitlerde iş yapanlar risk altındadır.
Yüksek sese maruz kalan işlerde çalışan kişilerin mutlaka kulaklık kullanması gerekir. Eğer bir süre böyle bir alanda bulunacaksanız kulaklarınıza pamuk tıkayabilirsiniz.
60/60 kuralına uyun. 60 dakikadan daha uzun kulaklıkla müzik dinlemeyin ve müziğin sesini en çok yüzde 60’a ayarlayın. Kulaklıklarla uyumayın.

İŞİTME KAYBI 1 YAŞINDAN ÖNCE TEŞHİS EDİLMELİ
İşitme kaybının erken teşhisinin çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Tayyar Kalcıoğlu, “Eğer bebekte bir işitme kaybı varsa 1 yaşından önce teşhis konmalı ve işitme cihazı, yeterli olmazsa biyonik kulak gibi cerrahi müdahaleler zamanında yapılmalıdır. İleri yaşlarda yapılan tedavinin faydası azalır. 5 yaşına kadar hiç duymamış çocuğu tedavi etseniz de başarılı bir iletişim sağlamak imkânsızdır. Çünkü hayatın ilk yılında beyinde uyarı gelmeyen bölgeler farklı bir fonksiyona mesela görmeye yönelir.  Aynı tedaviyi 1 yaşından önce yaparsanız, yaşıtlarıyla aynı düzeyde duyup konuşabilirler” dedi.

NASIL ANLAYACAKSINIZ?
Çocuklarda okul başarısının düşük, yaramaz ve hırçın olmasının işitme kaybına bağlı olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Tayyar Kalcıoğlu “Doğumdan sonraki süreçte de farklı sebeplerle işitme kaybı gelişebiliyor. Bu işitme kayıpları bazen çocuk tarafından ifade edilebilmekte, bazen de çocuğun televizyonun sesini fazla açması, ebeveynin ya da kişilerin seslenince yanıt alamaması veya çocuğun okul başarısının düşmesi, derse katılımının azalması gibi belirtilerle kendini gösterebilmektedir. İşitme kayıplarını farklı yansıtabilen bu çocuklar uyumsuz, yaramaz, huysuz gibi isimlendirmelere muhatap olabiliyor. Bu gibi durumlarda çocuğun herhangi bir nedenle sağlıklı işitemediği olasılığı akla getirilmelidir” dedi.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...