3 kişiden 1’i Hepatit B virüsü taşıyor

3 kişiden 1’i Hepatit B virüsü taşıyor

SAĞLIK Haberleri

Türk Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Dilek Oğuz: Hepatit B bir kez bulaştıktan sonra kişi ölene kadar karaciğerinde kalır. Bu sebeple korunma ve aşılanma her şeyden önemlidir.

ZİYNETİ KOCABIYIK

Ülkemizde bütün yeni doğanlar, ilkokul çağına kadar tüm çocuklar ve 18 yaşına kadar tüm gençlerin Sağlık Bakanlığının uyguladığı aşılama programına kapsamında aşılanması sebebiyle, Hepatit B taşıyıcılığı geçmiş yıllara oranla hafif düşüş gösteriyor. Ancak, geçmiş yıllarda virüsü alıp hastalanmış ya da sessiz taşıyıcı olanlara baktığımızda Hepatit B ile karşılaşma oranlarının yüzde 35 olduğunu görüyoruz. 28 Temmuz “Dünya Hepatit Günü” dolayısıyla, bir değerlendirme yapan Türk Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Dilek Oğuz, ülkemizde hâlihazırda her 3 kişiden birinin Hepatit B virüsü ile karşılaşmış olduğuna dikkat çekerek “Hepatit B bir kez bulaştıktan sonra kişi ölene kadar karaciğerde kalır. Hastalık olduktan sonra karaciğerin kötüye gitmesini engelleyen ilaçlar var. Fakat şu anda elimizde bulunan ilaçlar mikrobu karaciğerden tamamen atamaz ya da uzun yıllar sonra atabilir. Bu nedenle korunma ve aşılanma her şeyden önemlidir. Korunma, temizlik şartlarına azami dikkat etmekten ve aşılanmaktan geçer” dedi.

TEDAVİSİZ KALIRSA KARACİĞER KANSERİNE YOL AÇAR
Hepatitin karaciğer iltihabı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Oğuz “Karaciğerde iltihaba yol açacak çok sebep var. Ancak en önemli sebep virüslerdir. Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D, Hepatit E’dir.  Bu virüslerden A ve E şiddetli bir hepatite neden olurken B, C, ve D uzun dönemde hastalık yapar ve tedavi edilmezlerse karaciğer sirozu ve karaciğer kanserine kadar giden bir hastalığa yol açar” dedi.

TÜRKİYE’NİN PROBLEMİ HEPATİT B
Hepatit B’nin ülkemiz için hala çok önemli bir halk sağlığı problemi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Oğuz, ülkemizin Hepatit B ile karşılaşma konusunda dünyada orta sıralarda olduğunu belirterek “Virüs aşılama programını başarmış, zengin ülkelerde artık az görülmektedir. Gelişmekte olan ve sosyoekonomik koşulları yetersiz ülkelerde hâlâ halk sağlığı problemidir. Çünkü erken dönemlerde siroz olana kadar hiç belirti vermeyebilir. Bazı insanlar sarılık ile geçirebilirler o zaman teşhis  koymak kolaydır” diye anlattı.

Kuaförden bulaşabilir
Hepatit B virüsünün kan ve kan ürünleri ile kirli bistüri, iğne gibi cerrahi malzemelerle, diş hekimlerinin kullandığı malzemelerle bulaşabileceğini belirten Prof. Dr. Oğuz,  “Bu nedenle kan ve kan ürünleri hepatit mikropları yönünden taranıyor. Ameliyatlarda ve diğer işlemlerde kullanılan tıbbi malzemeler steril ediliyor ve artık birçok malzeme tek kullanımlık. Ayrıca erkek berberlerinin kullandığı usturalar, kadın berberlerinin kullandığı manikür pedikür makasları ortak kullanıldığında bulaşma riski vardır. Ayrıca Hepatit B taşıyan anneden bebeğe, erken çocukluk çağında aynı evde yaşayan bireylerde, bakım evlerinde yaşayanlarda özellikle çocuk esirgeme kurumu ve yetiştirme yurtlarında yaşayanlarda birbirine bulaştırma riski yüksektir. Bu nedenle kişisel koruma tedbirleri tüm toplum için önem taşımaktadır” dedi.

Diyaliz hastaları C riski altında
Karaciğer sirozuna yol açan Hepatit C’nin Hepatit B’ye göre ülkemizde daha az görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Oğuz “Ülkemizde yaklaşık yüzde 0,5-2 oranında görülmektedir. Diyaliz hastalarında en yüksek oranlara sahiptir. Aşısı olmadığı için korunma her şeyden önemlidir. Hepatit C dünyada ve Türkiye’de bundan 2-3 yıl öncesine kadar ancak yüzde 40’ı tedavi edilebilen ve tedavi edilmeyen hastaların da siroz veya karaciğer kanserinden öldüğü bir hastalıktı. Günümüzde bulunan ve ağız yoluyla alınan ilaçların 3- 6 ay gibi kısa süreli kullanımları ile artık tamamen ortadan kalkacaktır. Bu ilaçlar Hepatit C‘yi yüzde 99 oranında ortadan kaldırabilmektedir. Ülkemizde bu ilaçlar mevcuttur. Bunlara ihtiyacı olan hastalar ulaşabilmektedir.”dedi.

Anneden bebeğe geçebilir
Hepatit B ve C virüsünün kan ve kan ürünleri ile vücut sıvıları ile bulaştığına dikkat çeken Prof. Dr. Dilek Oğuz, anneden bebeğe doğum sırasında geçtiğini, çok çocuklu kalabalık ailelerde birbirine bulaştığını hatırlatarak bu yüzden risk gruplarının taranması gerektiğini ifade ediyor. Risk gruplarını ise şöyle tarif ediyor:
¥ Hamile kadınlar
¥ Ailesinde Hepatit B bulunanlar
¥ Çocuk esirgeme kurumu ve buna benzer yetiştirme yurtlarında yaşayan çocuklar
¥ Uyuşturucu bağımlıları
¥ Hemodiyaliz hastaları
¥ Sağlık çalışanları
¥ Kadın kuaförleri (Manikür-pedikür), erkek kuaförleri (ustura kullanımı)
¥ Akupunktur, dövme gibi işlemleri uygunsuz şartlarda yaptıranlar
¥ Diş çektirmek riskli değildir. Çünkü diş hekimleri bu konuda son derece titiz olup tüm hijyenik tedbirleri almaktadır. Ama bu önlemlere dikkat edilmezse bulaş riski elbette vardır.

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...