Nur topu gibi lider

A -
A +
Dün "Abinin öz güveni göz yaşartıcı cinsten," yazan bir twit takıldı gözüme. Altta da bir resim vardı. Büyütünce bu resmin bir özgeçmiş olduğunu anladım. Baş tarafında şöyle yazıyordu;
"1984 yılında, Sivas'ın Kangal ilçesinde lider olarak doğdum."
Özgeçmişine bu cümleyi yazan arkadaş ne yiyip içiyor bilemiyorum ama muhtemelen, "Lider olunmaz, doğulur!" cümlesini yanlış anlamış. Atasözünü yanlış anlayıp evde saman biriktiren adamla aynı durum yani...
Günümüz iş dünyasında yönetici ve lider kavramları fazla sömürüldüğü ve anlam zafiyeti geçirdiği için çok şaşırmamak lazım aslında. Özgeçmişlerine böyle bir cümle yazmaya cesaret edemeseler de, iş dünyasının baş aktörleri cam plazalarda bir süredir yönetici ve lider dedikodusu yapıyor.
Patronlarını sevmeyen çalışanlar, "Abi, adam tipik bir yönetici. Bize lider lazım" diyerek ayaküstü ortamlarda tanıştıkları bu iki kelimeyi bol bol cümle içinde kullanıyor.
Özgeçmişte ve ofis ortamlarında talihsiz cümleler kurmamak için, kavramlarla biraz daha samimi olmak gerekiyor galiba.
 
Lider mi, yönetici mi?
 Yönetici ve lider arasındaki fark üzerine yoğunlaşmamız ve kavramların canını çıkaracak gibi üzerlerine çullanmamız son birkaç yıl içinde gerçekleşti. Ama konunun tartışmaya açılması ta 1977 yılına kadar uzanıyor.
Ben henüz bir yaşındayken Abraham Zaleznik ismindeki Profesör "Yöneticiler ve Liderlerin Farkı" başlıklı bir makale yayınlamış. Konu akademik çevrelerde hararetli bir şekilde tartışıldıktan sonra, 1990 yılında John Kotter ismindeki başka bir profesör çıkıp, bu iki kavramın farklı ama birbirini tamamlayan kavramlar olduğunu söylemiş.
Kotter'a göre başarılı bir şirkette hem yönetici, hem de lider bulunmak zorundadır. Yönetici karmaşayla başa çıkar. Lider ise değişimi kovalar.
Eğer şirkette yönetici tipi çoksa yaprak kıpırdamaz, hiçbir şey değişmez ve organizasyon yaşlanarak köşesine çekilir. Eğer ortalık lider kaynıyor ve süreç yönetilmiyorsa, bu sefer değişim rüzgârı öyle sert eser ki, ortada ne varsa alır götürür.
Günümüzün en başarılı şirketleri, bu iki tip insanı doğru pozisyonda değerlendirenlerdir.
 
Doğru koltuğa oturmak
Yönetici ve lider kavramlarını zihnimizde biraz daha somutlaştırmak için lokanta örneğini verebiliriz.
Bir lokantanın başında eğer liderlik özelliği olmayan bir yönetici varsa ne olur?
Bir kere muhtemelen menüler pek değişmez. Mevcut müşterileri korumak için yemeğin pişirme yönteminde veya malzeme kullanımında bir değişiklik yapılmaz. Vitrine gururla "Başka şubemiz yoktur" tabelası asılır. Bir süre sonra da lokanta, civarda açılan yeni lokantalarla rekabet edemez ve kapanabilir.
Lokanta, yönetme kabiliyeti olmayan bir lider tarafından işletilirse ne olur peki?
Her gün yeni tatlar denenir. Bir çıkan yemek, bir daha çıkmaz. Ekip mutfakta toplanmış inovasyon toplantıları yaparken, müşteri masada sipariş vermek için kimseyi bulamaz. Aşçı logo tasarlar, garson masaları silmek yerine oturup Çin mutfağını araştırır, AR-GE yapar. Müşteriler her geldiklerinde farklı yemeklerle karşılaşırlar ve bir süre sonra kimse uğramaz olur.
Lokantayı açık tutmak, ancak kurumda istikrar ve değişimin dengeli olarak bulunmasına bağlıdır. Yani bir yandan ana yemeğin kalitesi korunmalı, diğer yandan yeni tatlar denenmelidir. Çorba soğuksa, sütlacın kıvamı kimsenin umurunda olmaz.
Yönetici kötü bir oltayla az da olsa balık tutabilir. Ama lider oltayı değiştirmek veya iyileştirmek için uğraşırken eve muhtemelen boş kovayla döner.
Amerikalı yazar Warren Bennis; "Yöneticiler işleri doğru yaparlar. Liderler doğru işi yaparlar" diyor.
Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Evin içinde de anne ve babanın farklı rolleri vardır. Ama bu roller birbirini tamamlar. Anneyi babanın özelliklerinden yoksun olduğu için, babayı da anne kadar şefkatli olmadığı için suçlarsak saçma olur.
Ebeveynlik rollerinden biri yüceltilir, diğeri aşağılanırsa roller birbirine geçer ve olan çocuğa olur.
Güçlü bir liderin olduğu yerde, yönetici zayıf kalırsa hiçbir işe yaramaz. Aynı şekilde çok iyi yöneticiler de, lider olmadan fark oluşturamazlar.
Hem evde, hem işte önemli olan doğru koltuğa oturmaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.