Prandelli bence evini özlüyor...

A -
A +
Kadrolar elime tutuşturulduğu anda aklıma gelen ilk şey şu oldu: "İtalyan zılgıtı yemiş ve bir anda öncelikli hedef olarak Anderlecht deplasmanını seçmiş." Ancak bunu Belçika'daki imkânsızı hayal ederken içerdeki en zor maçlarından birinde uygulamaya geçermiş buldum kendilerini...Maç öncesi yorumum buydu taa ki başlama düdüğü çalana dek...Ama maçı görünce bir çöküşü, bir teknik adamın yazılı olmayan istifasını ve bir dönemin kapanışını izlediğimi anladım...Maça istekli başlayan Galatasaray 20 dakika içinde ortada yediği pres ve rakibinin sert ve taktik faullerle bezenmiş oyunu karşısında etkisizleşti.İlk yarının son yirmisinde sazı eline alan ve kendi oyununu ev sahibi Galatasaray'a kabul ettiren Trabzonspor'un yeni kimliği oldu. Ersun Yanal 48 saatte bir çok şeyi değiştirebilmiş ama Galatasaray'ın İtalyan'ı 4 aydır burada ve hiçbir şeyi değiştirmeye niyeti yokmuş gibi bir takım dizdi ve sürdü sahaya...Yekta ve Emre Çolak çok çabuk 'yardımcı aktör' konumuna geçtiler ve takımlarını 2 eksik oynar duruma getirdiler...Şutta geridesin...Pasta geridesin...Koşmakta da geridesin...Eee; nasıl kazanacaksın?..Ancak bir sihirbaz bulabilirsen. Var ama o da kulübede...4 aydır hiçbir şeyin değişmediği Galatasaray ile 48 saatte çok şeyin değiştiğini gördüğümüz Trabzonspor'un maçı vardı ve doğal sonuç Galatasaray'ın yenememesiydi...Golü attığında 7 kişiyi rakip ceza alanına sokan, 5'ini rakip kale sahasına atabilen bir deplasman takımı, bunu kendi evinde hiç yapamamış bir takımı tabii ki yenmeyi hak etmiştir...Yani...Olması gereken oldu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.