İğne, iplik, sopa, altın!..

A -
A +

"Bir zamanlar Hayatım Roman köşesinde yolumuzun kesiştiği ve bu köşede alın teri ve emeği olan Muammer Erkul..."
"Vakti zamanında, hükümdara demişler ki;
-Efendim bir adam var, size gösteri yapmak istiyor.
-Öyle mi, peki neymiş bu adamın hüneri?
-İpliği öyle bir atıyor ki, şu kadar arşın ötede duran iğnenin gözünden geçiriyor...
Hazırlıklar yapılmış, hükümdar da gelip yerine oturunca işaret vermişler ve gösteri başlamış... Gerçekten de adam öyle bir nişan almış ve öyle bir fırlatmış ki... elindeki iplik gitmiş ve orada, taa uzakta dikili duran iğnenin gözünden geçivermiş. Hayret ki ne hayret! Büyük bir alkış kopmuş; hatta izleyenler öyle çok beğenmiş ki, tekrar tekrar attırmışlar iplikleri iğnenin gözüne gözüne... En sonunda selamı çakmış mahir adam, belli ki bahşiş istiyor. O zaman, hükümdar demiş ki;
-Şu adama kırk altın verin, kimsenin yapamadığı bir iş başardığı için... Ardından da, hiç acımadan kırk sopa vurun...
Sonra meraklı gözlerle kendisine bakanlara dönüp zihinlerinden geçen sorunun cevabını vermiş:
-Hiç kimseye yaramayan bir işle ömrünü ziyan ettiği için!
Nice yârin zülfüne dokunmayacağını bilsem, diyeceğim ki; acaba günümüzde de, boş işlerle uğraşmaya aynı karşılık verilse halimiz ne olurdu?
Bir gün içinde, dünyaya veya ahirete yarayan işlerimizin oranı nedir? Kaçta yatıyor, kaçta kalkıyoruz? Gündüzlerimizde ne konuşuyor ve geceler boyu neleri izliyoruz? Akıllı telefonların aklını nelerle meşgul ediyoruz? Gazetelerin hangi sayfalarını okuyoruz? Fakat bizim için, hepsinden önemli olan asıl soru şudur: Çıkardığımız Divanyolu isimli dergimiz rahatça okunabiliyor mu? Verilen bilgiler okuyana faydalı oluyor mu? Yoksa kazanmak için ömür verdiğimiz şey için biz de sopa mı yiyeceğiz; kimsenin işine yaramadığı için!
İnanıyoruz ki, iğne deliğine iplik fırlatmak özlenen hüner değildir. Marifet; iğnendeki iplikle, ayrı kumaşları birbirine tutturmak, dikmek, birleştirmektir. Dîvanyolu'muzun da vazifesinin, işte bu olduğuna inanıyoruz..."
Böyle diyor Divanyolu dergisinin ve "sevgi gemisi"nin kaptanı Muammer Erkul...
Evet evet... Bizim gazetemizdeki yazılarından bildiğiniz Stop köşesi yazarı Muammer Erkul... Bir zamanlar Hayatım Roman köşesinde yolumuzun kesiştiği ve bu köşede alın teri ve emeği olan Muammer... İşte onun, büyük bir gayret ve samimiyetle 12. sayısını bu ay çıkarttığı Divanyolu Dergisi www.divanyoludergisi.com iki yaşına giriyor... Aynı şevk aynı heyecanla yazıyor... Divanyolu'nun yolu açık olsun...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.