Başbakanımızın hiç hatırı yok mu?

Laleli'de tramvay durağında rastladım ona. Türkçe olduğu kadar Osmanlıcada da bir ilim deryası hocam, yaşlı bir vatandaş olarak durakta oturmuş tramvay bekliyordu.

Yüreğim parçalandı...

Şeyh Edebali'nin sözlerini hatırladım... "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın..." Şeyh Edebali ki Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'ye öğüt veriyordu... Ve bugünlerde Osmanlıya açılan kapı olan Osmanlıca konuşuluyordu...

Bu tramvay durağındaki insan üniversitede hocalara hocalık yapmış, Osmanlıca nice eserleri günümüze kazandırmış, ismini söylesem nicelerinin "o mu?" diye üzüleceği bir marka isim.

Dilimize edebiyatımıza, tarihimize ve kültürümüze ait bir canlı kütüphane...

Ve bu kıymetli insan bir tramvayda itiş kakış içerisinde sessiz sedasız evine gitmeye çalışıyor...

Daldım gittim derin düşüncelere...

Günümüz insanı için artık "bir harf öğretenin kölesi olmak" duygusunun ninni gibi algılandığını düşündüm.

Büyüğe saygı, küçüğe sevgi öğretilerinin bayramlık demeçlerde klişe söz olarak kullanıldığını düşündüm.

Hakkın hukukun, edep ve saygının, ayıp ve günahın kalmadığı bir toplumda kim daha fazla kavgacı olursa ekmeği o kapıyordu. Kimin sesi gür çıkarsa ortama o hâkim oluyordu. Kim karşısındakini tahkir eder küçültürse kendisi o kadar büyük gözüküyordu. Kim ne kadar zulüm yaparsa, kendisinden o kadar çekiniliyor, kimden ne kadar çekinilirse, kendisine o kadar saygı duyuluyordu.

Dolayısıyla artık kimse "ilim"e ihtiyaç duymuyordu. Çünkü "itibar" yerine moda deyimle "saygınlık" parayla elde edilebiliyordu.

Bu yüzden olsa gerek, sokakta ithal otosuyla trafiğe çıkan bir maganda amfisinden çıkıp tramvayda evine gitmeye çalışan bu profesörden sanki rotasından çıkmış medeniyetin intikamını alıyordu.

Tamam da devlet olarak, sayıları bir elin parmakları kadar kalmış bu değerli ilim adamlarını toplumun alt katmanlarında süründürmek bu ülkeye yazık etmek olmuyor muydu?

Bu değerli hocalara ilgisiz kalan ey bürokrasinin ceberut temsilcileri... Hiçbir şeyin hatırı yoksa kendisi de bir ilim adamı olan ve hocalığını Başbakanlığından önde tutan Sayın Ahmet Davutoğlu hocanın da mı hatırı yok?