Bunları nereden öğrendin?

A -
A +

"Yine bir gün böyle 30-35 yaşlarında bir erkek ziyarete geldi. Şahsı hiç tanımıyorduk..."

Beş sene kadar önce Yeşilay'da çalışırken öğle arası İhlas Vakfı'nın Cağaloğlu'ndaki yerine gidip Numan Ağabeyin o tatlı sohbetini dinlerdim. Çok şey borçluyum kendisine. Sayesinde hiç bilmediğim Osmanlı coğrafyasını öğrendim. Tarihimizin destansı hikâyeleri ile yoğruldum. O İslam âlimlerinden bahsederken içime sevgi, muhabbet dolardı. Hissederdim bunu. Sohbeti çok güzel olduğu ve insanlara yardım etmekten zevk aldığı için birçok insan ziyaretine gelirdi...
Yine bir gün böyle 30-35 yaşlarında bir erkek ziyarete geldi. Şahsı hiç tanımıyorduk. Birileri tavsiye etmiş.
Numan Ağabey hemen ecdadımızın şanından şerefinden ve gösterdiği fedakârlıklardan bahsetmeye başladı. Ecdadın Ehl-i sünnet yolunu bize ve bizden sonraki nesillere ulaşması için çırpındığını anlatıyordu.
Ziyaretçi ise: "Evet öyle, zaten şu kitapta da böyle yazıyor.", "Şu zat böyle demiş.", "Ehl-i sünnete göre böyle zaten değil mi?" gibi ifadeler kullanıyordu.
Numan Ağabey baktı ki bu adam boş değil. Ehl-i sünnet itikadıyla alakalı doğru bir temeli var. Dedi ki:
"Kuzum maşallah sen hayli bilgilisin. Bu bilgileri nereden öğrendin?" diye sordu.
Adam başladı anlatmaya:
"Ben Fatih'te oturuyorum. Karşı apartmandaki komşulardan birisi taşınıyordu. Kendilerince taşınacakları yere götürmedikleri ne varsa onları dışarıda terk etmişler. Bunların arasında yığınla kitap, ansiklopedi, roman vb. vardı. Âdeta bir kitap dağı duruyordu. Birden turuncu renkli "Faideli Bilgiler" yazan bir kitap gözüme ilişti. Koydum onu çantama gittim. Sonra başladım okumaya. Okudukça Ehl-i sünneti öğrendim. Daha sonra "böyle arkadaşlar var mı?" diye araştırdım. Baktım Facebook'ta böyle gruplar var. Oradakilerle tanıştım. Derken "Huzur Pınarı"nı keşfettim. Böylece Ehl-i sünneti öğrendim..."
Numan Ağabeyin gözlerinde öyle bir mutluluk ifadesi vardı ki anlatamam. Bir insanın doğru yolu bulması onları pek ziyade mutlu etmişti. "Maşallah maşallah" diyordu sürekli. Ben de çok şaşırdım. O an merhum Enver Ağabeylerden dinlediğim şu anekdot aklıma geldi:
"Adamın biri Almanya'dan mektup yazmış: (Ben Almanya'da yaşıyorum. Evsel atıkları atmaya giderken orada 'Vehhabiye Nasihat' adlı kitabınızı gördüm. Çok beğendim. Varsa devamını gönderin. Neyse parası öderim...) Dolayısı ile bu kitaplar mıknatıstır. Kalbinde cevher olanı çeker. Mıknatıs çeri çöpü çekmez!.."
Tevfik Sezgin-İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.