Şimdi iş kolay, 5 çocuk bile olur

- Güncelleme:
Şimdi iş kolay, 5 çocuk bile olur

TÜRKİYE Haberleri

Başbakan Erdoğan, 3 çocuk çıtasını yükseltti: Eşim dört çocuğumuzun bezlerini elinde yıkayarak büyüttü. Şimdi iş çok daha kolay. Çamaşır makineleri var. 5 çocuk bile olur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, değişimin bir gereği olarak, en ileri teknolojiyi çocuklarımıza sunmak, bunun alt yapısını onlara sağlamak zorundayız. Ancak aynı zamanda, çocuklarımızın kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarını engellemek, teknolojinin esiri olmalarını da önlemek zorundayız. Teknoloji bize değil, biz teknolojiye hükmedeceğiz" dedi. nbsp;
nbsp; Başbakan Erdoğan, Cevahir Otel'de düzenlenen 1. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi'nde yaptığı konuşmada, böyle hayati bir konuyu gündeme taşıdıkları için Milli Eğitim Bakanlığı, Marmara Üniversitesi, Kültür, Toplum ve Aile Derneği ile Ümraniye Belediyesi'ne teşekkür etti. nbsp;
nbsp; "İnsanlık tarihi, en başından itibaren sürekli bir değişim içinde oldu" diyen Erdoğan, bizlerin, insanlık tarihinde, bu anlamda sadece yazılı olan dönemi, yazının kullanıldığı dönemi bildiğini ve sadece o dönemlerdeki verilere ulaşabildiğini söyledi. nbsp;
nbsp; Erdoğan, son 200 yıl içinde dünyanın geçirdiği değişimin, insanlık tarihi boyunca yaşanan en keskin değişim süreçlerinden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti: nbsp;
nbsp; "Gerçekten de son yüzyıllarda, coğrafi keşifler, bilimsel araştırmalar, icatlar, özellikle de savaşlar, insanlık tarihinin yönünü değiştirdi. Bizler, kağnının ne olduğunu biliyoruz. Bunu köylerde gördük. Bizler, karasabanın ne olduğunu biliyoruz. Bugün artık, belki Türkiye'nin hiçbir yerinde kalmayan, izine rastlanmayan karasaban ve kağnı, muhtemelen insanlık tarihiyle en eski tarım araçları olarak anılacak. Yani, binlerce yıl boyunca kullanılan, bizim de kullanımına şahit olduğumuz tarım araçları, sadece 20-30 yıl önce tarih oldu. Ampul, 1879'da yani bundan sadece 133 yıl önce icat edildi. İnsanoğlu, binlerce yıl boyunca elektrik kullanmadı, ampul kullanmadı ama şu anda dünyanın hemen her yerinde elektrik var, hemen her evinde ampulün değişik versiyonları var." nbsp;
nbsp; Başbakan Erdoğan, değişimin önünde durmanın, değişime set çekmenin mümkün olmadığını da vurgulayarak, şunları söyledi: nbsp;"Bizim, değişimi kontrol etmek, değişimi yönlendirmek, değişimi sağlıklı şekilde kanalize etmek gibi bir sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum. Sadece hükümetin değil, sadece siyaset kurumunun değil, üniversitelerin, okulların, en önemlisi de anne ve babaların böyle bir sorumluluğu var. Biz, değişimin bir gereği olarak, en ileri teknolojiyi çocuklarımıza sunmak, bunun alt yapısını onlara sağlamak zorundayız. Ancak aynı zamanda, çocuklarımızın kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarını engellemek, teknolojinin esiri olmalarını da önlemek zorundayız." nbsp;
nbsp; nbsp;
'Şimdi iş kolay, 5 çocuk bile olur'

Başbakan Erdoğan, 30-40 önceki kadınların vaktinin, bugünün insanından daha fazla olduğunu, o kadınların bugünün ev kadınları kadar yoğun, o kadar meşgul olmadıklarına işaret ederek, o kadınların elde çamaşır yıkadıklarını anlattı. nbsp;
nbsp; Kendi eşinin de elde çamaşır yıkadığını, kendi çocuklarının bebeklik zamanlarında çocuk bezi bulunmadığını dile getiren Erdoğan, ""Amerikan bezlerinden alınır, o bezler kaynatılır, elde ovuşturulur vesaire... Dört çocuğumu benim eşim böyle büyüttü ama şimdiki annelerin işi kolay. 5 çocuk bile olur. Oradan çocuk bezini al katla, at çöpe, yenisiyle yola devam. Dört çocuk elhamdülillah ama şimdikilere bakıyorsunuz 'bir tane yeter Başbakanım' diyor veya 'iki tane yeter' diyor. En az üç tane yap, bak şartlar çok kolaylaştı" şeklinde konuştu. nbsp;
nbsp; Erdoğan, o kadınların bulaşık yıkadıklarını, süpürgeyle ev süpürdüklerini, dışarıda çalı süpürge kullandıklarını, kovayla mahalle çeşmesinden su taşıdıklarını ama bu hengame içeresinde komşularını da ağırladıklarını, akrabalarını da ziyarete gittiklerini ve çocuk da baktıklarını vurgulayarak, "Eve böyle aniden birisini getirsen 'niye getirdin' demediler. Hemen sofrayı hazırladılar, ve komşusunu misafirini ağırladılar" diye konuştu" nbsp;
nbsp; Aynı şekilde erkeklerin de bugün sahip oldukları, hayatı kolaylaştıran imkanların pek çoğundan mahrum olduklarını ama evlerine, ailelerine çok daha fazla zaman ayırdıklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: nbsp;
nbsp; "Şahsım müstesna tabii...Ben o kadar çok vakit ayıramıyordum çünkü yaptığım iş, yine böyle sosyal faaliyetler, siyasetti. Bundan dolayı da hakikaten geç geliyordum, onun için çocuklarımın benim üzerimde hakları var, eşimin benim üzerimde hakkı var. Hele hele bir gece de yan odanın kapısında büyük kızımın pusulasını gördüm. 'Babacığım bir geceni de bize ayır' demişti. İşte bugünlere geldik ama onlar da babalarının nerede olduklarını bildikleri için bundan dolayı rahattırlar, bundan dolayı da bize haklarını helal etmişlerdir." nbsp;


nbsp; "BAKTERİLERİ, MİKROPLARI BİZ ÜRKÜTTÜK" nbsp;

nbsp; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bezden yapılmış bir topun bugünün bilgisayar oyunlarıyla kıyaslanamayacak ölçüde keyif verici ve öğretici olduğunu ifade ederek, çocukluk yıllarında 5 kuruşa aldıkları sakızın, bugünün pahalı çikolatalarından, ekmek arası köfte hamburgerden çok daha lezzetli olduğunu anlattı. Çocukken maçlara giderken sloganlarının "köfte ekmek hazır yemek" olduğunu ve yedikleri ekmek arası köftenin tadının bambaşka olduğunu dile getiren Erdoğan, "Diyorlar ya 'şunu alma hasta olursun' diye. nbsp;
Biz hasta olmadık. Belki de bakterileri biz ürküttük, mikropları ürküttük. Doğallık bambaşkaydı. Elbette değişimin önünde durmak, değişime set çekmek mümkün değil. Ama bizim değişimi kontrol etmek, değişimi yönlendirmek, sağlıklı şekilde kanalize etmek gibi bir sorumluluğumuzun olduğuna inanıyorum. Sadece hükümetin değil, sadece siyaset kurumunun değil, üniversitelerin, okulların en önemlisi de anne ve babaların böyle bir sorumluluğu var. Biz değişimin bir gereği olarak en ileri teknolojiyi çocuklarımıza nbsp;
sunmak, bunun alt yapısını onlara sağlamak zorundayız. Ama aynı zamanda çocuklarımızın kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarını engellemek, teknolojinin esiri olmalarını da önlemek durumundayız" dedi. nbsp;
nbsp; "Teknoloji bize değil, biz teknolojiye hükmetmek zorundayız" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı çocukların bütün günlerini, hatta bazen aralıksız birkaç günlerini bilgisayar başında geçirdiklerine dikkat çekti. Erdoğan, sadece bilgisayar terimleriyle konuşan ve artık anlaşılmaz bir dil kullanan çocuklar olduğunu belirten Erdoğan, "Yüz yüze oturdukları halde konuşmayan, ellerindeki telefonlar aracılığıyla birbiriyle oyunlar oynayan hatta birbirleriyle cep telefonu mesajlarıyla iletişim kuran nbsp;
çocuklar var. Bilgisayar yüzünden, bilgisayar oyunları yüzünden çocuklar huzursuz, sıkıntılı, öfkeli ve mutsuz bir şekilde büyüyor. nbsp; nbsp;
Kontrolsüz bilgisayar kullanımı nedeniyle çocukların eğitimi ciddi şekilde aksıyor. Önemli sağlık problemleri ortaya çıkabiliyor. Hatta dünyanın kimi bölgelerinde bilgisayar başında ölen insanlar olduğunu görüyor ve biliyoruz. Eğer robotların egemenliği ele geçirmesi diye bir şey varsa bunu bugün dünya kısmen yaşıyor. İnsanın, insan aklının, insan becerisinin ürettiği teknoloji bilinçsiz kullanıldığında hiç farkına varmadan insanı esir alıyor" diye konuştu. nbsp;

KILIÇDAROĞLU'NA CEVAP nbsp;

Erdoğan, Fatih projesiyle Türkiye'nin tüm okullarının eğitim alt yapısını değiştirdiklerini ifade etti. 4+4+4 ile ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine de karşılık veren Erdoğan, "Tilki yetişemediği üzüme 'koruk' dermiş. Ana muhalefet lideri ikide bir 4+4+4 ile ilgili olarak kalkıyor onun önüne hemen getiriyor 20 milyar dolarlık bir meseleden bahsediyor. TL mi diyor, dolar mı diyor? TL ise avantajdayız. Böyle bir şeyi ikide bir söyleyip duruyor. İddia eden, iddiasını ispatla mükelleftir. Senin böyle bir iddian varsa iddianı ispatlayacaksın. Bu ülkede sonra yargı ne iş yapar? Savcılar seni bekliyor, git yap müracaatını bildir, ver dilekçeni oraya. Elinde hangi belge varsa ver dilekçeni oraya, şu iktidarı onlar yargılasınlar. Meydanlarda konuşmakla bir yere varılamaz. Biz Fatih Projesiyle ve eldeki tabletlerle bir çağı geride bırakıyoruz, bir çağı açıyoruz. Bu çağ, özgüven çağıdır. Bu çağ, aynı anda bizim yavrularımızın dünyayla hemen aynı anda onlara ulaşabilme çağıdır, buluşma çağıdır. Biz Ankara'da açılışını yaptığımız gün ki o gün 12 bin tablet dağıttık. Çocuklarımızdaki o özgüveni, neşeyi görmek, hakikaten sizler de orada bizimle olun isterdim" dedi. nbsp;





UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...