Balık tutmak tedavisi olmayan bir hastalık...

Balık tutmak tedavisi olmayan bir hastalık...

YAŞAM Haberleri

Olta balıkçılığı bir tutkudur. Meraktan, hobiden öte bir tutku.

Balık kokusunu duymak, denizle iç içe olmak, kendini kaptırıp saatlerce soğuk, kar-kış demeden beklemek, sabah güneş doğmadan yollara düşüp saatlerce beklemeyi keyif yapacak başka bir etkinlik yoktur herhalde. Kimileri bu deniz sevdasından büyük şehirlerden kaçıp sahil kıyılarına yerleşir. Kalan hayatını denizle iç içe geçiren insanların "işte özlediğim hayat bu, hayallerim buydu" dediğini duyarız çoğu zaman..
NASIL BAŞLANIR?
Amatör balıkçılık çok ayrı bir tutku... Önce bir hevesle başlıyor ve 10 iğneli bir çapari olta alınıyor. Bilgi, beceri ve tecrübe geliştikçe biraz da çevredeki diğer amatörlere özenilerek kamış oltaya geçiliyor. Bu süreçte misinaların, iğnelerin özellikleri, olta türleri, balık türleri ve avlanma biçimleri öğreniliyor. Hangi balığın nerede, ne zaman avlanacağı araştırılıyor. İmkânı olanlar küçük çaplı tekne bile ediniyor.
BALIĞI KANDIRMAK nbsp;VE KALDIRMAK...
Oltalarda, zokalarda, suni yemler ise şaşkınlık verici hızla değişiyor. nbsp;Özellikle Finlandiya ve Japonya'daki teknolojik gelişmeler amatör balıkçılığın boyutlarını da değiştirmiş durumda. Balıkları kandırmak artık çok daha kolay... Özellikle "Mr. Twister" ismi verilen suni solucanlar büyük rağbet görüyor. Sentetik balıklar, karidesler çok çeşitli... Hatta karınlarının içinde kimyasal reaksiyon tüpleri taşıyan suni yemler bile var. Japon Yuzuri firması tarafından yapılan sentetik balıklar ise canlı balıkları kandırmada çok etkileyiciler. Cam parçalardan oluşan suni yemler oltanın ucunda suya girdiği zaman fosforlu bir hal alıp ışık saçıyor. Pırıl pırıl parlayan bu yeme özellikle lüfer ve mercan hayır diyemiyor.
ÇİNEKOP?CANLI?YEM?İSTER
Çinekop, sarıkanat, lüfer ve kofana aynı tür balıklardır. Çinekop 3 çatallı kaşık iğnesi ile tutulur, hassas balıktır. Canlı ve taze yem ister. Sarıkanat ve lüfer üçlü ya da ikili zoka ile avlanır. Bu balıkların avcılığı zahmetli ve zevklidir. nbsp;
İzmarit: nbsp;Mevsimi ekim-nisan arasıdır. Dip balığı olup zeminin 40 cm üstünde dolaşır. Düşmanı olan lüfer akını başlayınca kesilir. İzmarit oltasında 6 veya 7 nolu siyah sinek iğnesi kullanılır. 150-200 gramlık kurşunu vardır. İzmarit avında 3 iğne idealdir bir de fırdöndü taktınız mı olta hazır demektir. nbsp;
İstavrit: nbsp;Hindi veya martı tüyü çapari ile yakalanır. İstavrit oltasına kırçıllı tüy takılırsa bazen kolyos geldiği bile olur. Soğuğu seven bu balık orta derinlikte dolaşır. Oltaya 20 iğne takılabilir. İlk atışta dibe kadar inen olta sonra yoklanarak yukarı çekilir. Hangi seviyede balığa rastlanırsa olta işaretlenerek o derinlikte avlanılır. İstavrit avında misinayı tutan el devamlı hareket halinde olmalıdır. nbsp;
Mezgit: Marmara'nın en saf balıklarındandır, kolay tutulur. Yem olarak sinek iğnesine genellikle midye takılır bazen tüylü iğneye geldiği de olur. nbsp;
Zargana: nbsp;Fosforca zengin olan balık çocuklar için son derece değerli bir besin kaynağıdır. Özel olta isteyen tek iğneyle yakalanır. Sürekli hareket halindeki tekneden tutulur. Tavası ve köftesi lezzetlidir.


Dikkat! Balıkçılık Belgesi nbsp;almazsanız 200 TL cezası var

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, balıkçılara ve balıkçı teknelerine yönelik kuralları sil baştan belirledi. Tasarıya göre, 18-60 yaş arasındaki kişilerin spor veya dinlenme amaçlı balık avcılıkları Bakanlık iznine bağlandı. Gölde, deniz kenarında oltayla ya da kayık ve teknelerle hobi amaçlı balık tutanlar önce bakanlıktan izin alacak. İhlal edenler ise 200 lira para cezasına çarptırılacak.
Balık tutmak tedavisi olmayan bir hastalık...

TATLI MI TUZLU MU? nbsp;
Suya göre misina
Amatör balıkçılığa başlarken, malzeme çok önemli. Misina, olta, iğne, yem gibi... nbsp;MİSİNA: nbsp;Pahalısını değil, tuzlu su ya da tatlı suya dayanıklı olanını seçmelisiniz. Aldığınızda sağlam görünen, düğüme dayanıklı olan her misina uzun ömürlü olmaz. Monoflament malzemeden yapılan, gam yapmayan, çok sert olmayan, çok fazla esnemeyen misinaları tercih etmeniz gerekir. İstenen özelliklere yakın, fiyatı da uygun bir üründür. nbsp;
OLTA: nbsp;Olta makinelerinin içerisinde 3 çeşit bilye vardır. Plastik, alüminyum ve titanyum. Plastik pek uzun ömürlü olmaz, büyük balık avında verim alınmaz. Tekneden avlarda makinenin kafası büyük olmalı ki hızlı çekebilin. 5-9 bilyeli tavsiye edilebilir.
İĞNE: İstarvit: Siyah Sinek 11 numara İğne Tüylü Çapari, İzmarit: Siyah sinek 10- 11 Numara iğne, Çinakop: Düz kalaylı beyaz 3 numara iğne, nbsp;Zargana: nbsp;Siyah sinek 10-11 numara iğne, Çipura: Balığın boyuna göre düz kalaylı 4-6-7-8 numara iğneler, Kırlangıç: Çapraz veya düz 2-3-4 numara beyaz iğne, Levrek: nbsp;Çapraz veya düz 2-3 numara beyaz iğne, Karagöz: Çapraz veya düz 2-3 numara beyaz iğne...
KAMIŞ: nbsp;Olta malzemeleri tekneden balık avcılığı için, kıyıdan balık avcılığı için, kıyıdan uzak atış için (Surf Kamış 4.20), Tekneden jig avcılığı için, tekneden trolling için, tatlı suda fly avcılık için, kıyıdan at-çek avcılık için spin kamışlar nbsp;olarak farklılık gösterir.


5 bin yıllık nbsp;balık nbsp;iğneleri var
Balıkçılık, yalnızca balık avlanmasıyla sınırlı değildir. Karides, ıstakoz, pavurya, istiridye ve ahtapotun, hatta balina gibi deniz memelilerinin avlanması da balıkçılık kapsamına girer. Gölet, havuz ya da denizlerde balık ve diğer deniz hayvanlarının üretilmesi de balıkçılığın parçasıdır. 5 bin yıl öncesinden kalma, kemikten yapılmış ve bugün kullanılan örneklerine benzeyen iğneler bulunması, insanların en az 5 bin yıldır balıkçılık yaptığını ispatlar. Spor ve eğlence amacıyla yapılan balıkçılık amatör, besin gereksinimi karşılamak için yapılan ise ticari balıkçılık olarak adlandırılır.


ALTIN TAVSİYELER
OLTA BALIKÇILIĞI YAPACAKLAR?İÇİN
Tutku haline gelmeden önce 'hobi' olarak başlayan balıkçılar için bazı uzman görüşleri derledik. İşte bunlardan bazıları:
-Balıkçılık sevgi, sabır, soğukkanlılık ve refleks ister. İlk şart bu. nbsp;
-İnce misina 0.28 ve 0.40 avcı olur, balığı ürkütmez. nbsp;
-Büyük balıklar yakalandığında misina durdura durdura ürkütmeden yukarı çekilmelidir. nbsp;
-İstavrit tutarken çapa atılmaz, çapa ipinin hareketi balığı ürkütür ve yarı yarıya keser. nbsp;
-Tekneyle büyük balık avında mutlaka bir kepçeye ihtiyaç vardır. Sudan çıkar çıkmaz kepçeyle balık yakalanmalıdır yoksa çırpınan hayvan misinayı koparabilir. nbsp;
-Bir balık teknesinde mutlaka livar bulunmalıdır. Livar yoksa teneke kaplar tercih edilmeli ve su sık sık değiştirilmelidir. Plastik kovalarda bekleyen balık su içinde bile olsa bayatlar. nbsp;
-Balıkçılığa yeni başlayanların en sık düştüğü hatalardan biri iğneyi dipte bir yerlere taktırmalarıdır. Bu konuda dikkat gerekiyor. nbsp;
-İskorpit ve trakonya etleri yenirse de zehirli balıklardır. Çarptığı yeri şişirirler. Oltaya sık gelen bu balıkları tanımak iğneden çıkarırken tedbirli olmak her ihtimale karşı zehirli balık vurmaları için küçük bir şişe amonyak alınmalıdır. nbsp;
-Avlanma sahasını bozmamak için kirletmemek gerekir. nbsp;
-Av günü sonunda yakın bir zamana kadar tekrar ava çıkılmayacaksa artan yemlerle de yemleme yapılmasında fayda vardır. nbsp;
Balık tutmak tedavisi olmayan bir hastalık...

BALIKÇI HİKÂYELERİ
"Balıkçıdan alıp kandırırım" dedim
Balık sevdasını yazıp da anılardan bahsetmemek olmazdı. Vedat Korkmaz'ın bir anısına yer vermek istedik. Tatil için gittiği kasabada sohbet ettiği bir balıkçıdan etkilenip, ertesi sene olta takımıyla tatile giden Korkmaz, ilk tecrübesini şöyle anlatıyor:
Bir önceki yıl tanıştığım balıkçının yanına elimde oltalarımla gittim. "Balık yok bugün" dedi. Çıkarken de bizimkiler "Balıksız gelme. Yemek yapmıyoruz ona göre" diye uğurlamıştı. Gittiğim deniz kenarında müthiş bir manzara vardı. Önce fotoğraflar çektim. Önceki sohbette bahsettiği 'eşkinadan' avlayacaktım. Güneş battıktan sonra oltayı saldım ama ne balık vardı, ne kıpırtı. Uğraşırken oltayı kayalıklara taktım. Çıkarmaya çalışırken suya düştüm, çıktım derken saat 22.00 olmuştu. "Madem balık yok, balıkçıdan alırım" diye düşünmeye başlamıştım. O arada uzaktan bir araba gördüm. İçimi biraz korku sardı doğrusu. Yalnızdım. Bana doğru yaklaşıyorlardı. Kaçamazdım, çok yaklaşmışlardı. Araba tam yanımda durdu, iki kişi yanıma yaklaştı. Adamlar selam verip "Bir şey var mı" diye sordu. "Maalesef yok" dedim ve rahatladım. Sonra "bizimle gel" dediler. Gittik, adamları taklit edip oltamı attım. Çok geçmeden bir vuruş aldım ve çekmeye başladım. Evet balık vardı. Oltayı çıkardığımda iki tane kıpkırmızı Sazan vardı. Dayı bunu görünce, "Yeğen, hakikaten acemiymişsin. İlk avında çift çekeni görmemiştim" dedi. Çok sevindim. Eve gittiğimde tüm ahali bahçede beni bekliyordu. Poşet ağzına kadar doluydu. Bu kadar şey başıma geldikten sonra bir daha gitmem diyordum ama daha ertesi gün elimde olta ve kova yoldaydım...


HAZIRLAYAN: FATİH GÜRBÜZ
fatih.gurbuz@tg.com.tr





UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...