Savaşın çocukları için özel şenlik! Kalplerine dokunduk

Düzenleyen:
Savaşın çocukları için özel şenlik! Kalplerine dokunduk

YAŞAM Haberleri

350 kişi, Suriyeli çocuklara ümit olabilmek için başvurdu. Bunlardan çeşitli kriterlere göre 30 kişi seçildi. Bu 30 kişi 10 gün boyunca Suriye’deki Azez mülteci kampındaki çocuklara moral vermeye çalışacak.

Bu, başka bir çocuk şenliği… Acılı coğrafyanın, tutsak çocuklarının şenliği. “İlk başta acaba geçici olmaz mı şenlik? Yoksa daha kalıcı bir şeyler mi olmalı? Ne faydası olur ki?” soruları aklımdaydı. Ta ki Suriye’ye Azez’e geçip Mülteci Hakları Derneğinin düzenlediği Çocuk Şenliği’ne şahit oluncaya kadar. Çünkü bu çocukların ümide ihtiyacı var. Her şeye rağmen hayata gülümseyebilen bu çocukların iletişim kurmaya, geleceğe dair hayallere ihtiyacı var. Sessizliğimiz hepimizin yangını oluyor. Savaşın çocukları bu dünyadaki havayı soluyan herkesin günahı. 350 kişi bu çocuklara ümit olabilmek için başvurdu, dil bilmeleri, 10 günlük süreyi kabul etmeleri ve tecrübeleri gibi kriterler dikkate alınarak 30 kişi seçildi. Bu 30 kişi 10 gün boyunca Suriye’deki Azez mülteci kampındaki çocukların kalplerine dokunmaya çalışacak. 18 Eylül’de Azez’de yer alan Uluslararası Şam Üniversitesi’nde Metin Şentürk konseriyle başlayan etkinlik, sunucu İkbal Gürpınar, gazeteci Merve Şebnem Oruç gibi farklı isimlerin de katılımıyla renklendi. Bugün hem buradaki ortamı, hem de bu gönüllülerin ufak hikâyelerini sizinle paylaşacağım. 

(Şeyma İpek Çelenli) Nasıl haberdar oldunuz?

İnternetten duydum, gönüllü çağrısını. Çok uzun zamandır çeşitli derneklere yazmıştım ama olmamıştı. Ailem beni destekledi, uzun zamandır istediğimi biliyordu. 

Neler hissettiniz Azez’de?

Buraya geldiğimde tekrardan insan olduğumu hissettim. Bazı dertlerimizin ne kadar önemsiz olduğunu hissettim. Zaten bölümüm gereği, psikoloji ve danışmanlık, rehberlik okuyorum, ne kadar ilgiye muhtaç olduklarını biliyordum ama bir kere daha gördüm. 

(Ayşegül Şahin): 21 yaşındayım. Uluslararası Mülteci Hakları Derneğinde aktif gönüllüyüm. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyorum. 

Savaşın çocukları için özel şenlik! Kalplerine dokunduk

Azez’de neler hissettiniz?

Aynı hisleri paylaştığımızı fark ettim. Savaşın yaşanmasında hiçbir suçu ve günahı olmayan bu çocukların en fazla sefaleti çekenler olduklarını fark ettik. Bu insanlara sırf farklı milletten oldukları için kimsenin ön yargıyla yaklaşmamasını rica ediyorum. Özellikle de suçu olmayan ve olayları belki de hiç anlayamayan çocuklara ise ayrı bir sıcaklık ve merhametle yaklaşmalarını tavsiye ediyorum. 

(Belkıs Akgül) Nasıl gönüllü oldunuz?

21 yaşındayım, sosyal hizmetler okuyorum. Arkadaş çevremizde hep hayalimizdi bu, arkadaşımız vesilesiyle teşvik oldu. İstanbul’da çocukları oyalayacak her şey var ama buradaki çocuklar hep savaşın içinde kalmış çocuklar. Bir oyuncakları bile olmayan çocuklar. 1 günlerini en azından çocuk gibi yaşasınlar diye bir ümitle yola çıktık. 

Korktunuz mu?

Buradaki insanlar bunu her gün yaşıyorlar. Korkmadım. Kadere iman etmiş insanlarız, öleceksek İstanbul’da da ölürüz, burada da ölürüz vaktimiz dolmuşsa.

İnsanlara iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Irkçılık anlamında Suriyelileri dışlayanlar var. Ama çocukların ne günahı ne suçu olabilir. Biz onlara bir el uzatsak, onlara nice umutlar olabiliriz. Buradaki çocukların hayallerini çaldılar, biz de bu hayalleri geri vermeye geldik. Fen deneyleri yapıyoruz, hiç görmedikleri şeyler, belki merak uyandırır, akıllarına bir şeyler yerleştiririz. İnşallah amacımıza ulaşırız.

(Beyza Başaran) Nasıl gönüllü oldunuz?

23 yaşındayım, mimarım. Derneğin sosyal çalışmalarına üyeydim, orada paylaşıldı, başvurdum mülakatlardan geçtim ve geldim. Ailem de destekledi. Ben de hiç tedirgin olmadım. 

Ne hissettiniz buraya geldiğinizde?

İnsan olduğumu hissettim. Bambaşka bir şeymiş. Yaşadığımın farkına vardım ve çevremdeki her şeyi tefekküre başladım. Her şeye şükür hâlinde olmaya başladım. 

Çocukların tepkileri nasıldı?

Çocuklar çok mutlu oldular. Her an sarılmaya başladılar. Bir kez öpmüyorlar, sarılıp defalarca öpüyorlar. El ele tutuşup, dolaşıyorlar. Çocukların hiçbirinin ayakkabısı yok. Çoğu duş alamamış. Onlar mutlu oldukça biz daha mutlu oluyoruz. Şunu söyleyebilirim, onlar mutlu oldukça biz onlardan daha çok mutlu oluyoruz. 

Son olarak veda ederken Şuruk ismindeki 12 yaşındaki kız çocuğu cevap verdi. En çarpıcı noktası da “Eski günler güzeldi” demesiydi. Çünkü savaşta annesi vurulmuştu…

Savaşı hatırlıyor musun?

Eski günler daha güzeldi bence ama eski günlere geri dönsek nasıl olur bilemiyorum. Bombaları gördüm, tank gördüm. Üzgünüm ama savaşı gördüm... 

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...