Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

İnsanoğlunn ikinci babası: Nuh aleyhisselam

İnsanoğlunn ikinci babası: Nuh aleyhisselam

YAŞAM Haberleri

1.000 yıl yaşar, 950 yıl tebliğ yapar, bir avuç insan inanır anca. Neticede kavmi gadab-ı ilahiye uğrar. 40 sene yağmur yağmaz. Bağlar bahçeleri kurur, hayvanları telef olur, nesilleri kesilir bu arada…

İrfan Özfatura

Hazreti Nuh, İdris aleyhisselamın dinine tabi sâlih bir mümindir. Çifti çubuğu ile geçinir, hayvanları ile ilgilenir. Talep edenlere ev yapan iyi bir dülgerdir, lakin pek dertlidir. Putperestlik “devlet dini” hâline gelmiştir. Nikâh unutulmuş, aile mefhumu zedelenmiştir.
50 yaşında iken peygamberlikle vazifelendirilir. Kendisine kitap verilmiş değildir, İdris aleyhisselama gelen hükümleri bildirir.
Ona ilk iman eden, Amure isminde bir hanımdır. Nitekim onunla evlenir. Sam, Ham ve Yafes adında üç oğlu ile Hadure, Nesure ve Mahbure isimlerinde üç kızı olur ki hepsi mümin ve müminedir.
Mübarek uzun ömürlüdür,  asırlarca tebliğde bulunur, lakin inananlar parmakla sayılırlar.
Üzerlerinde anlatılmaz bir baskı vardır, ikinci hanımı Vaile bile çevreden etkilenir.
Büyük nebi inkârcıların akıbetinden korkar, hidayete ermeleri için sabahlara kadar yalvarır Allah’a (celle celalüh).
Nuh ağlayan, inleyen demektir zaten.  
Her gün ve gece yedi yüz rekât namaz kılar, ferahı ibadette arar.  

NE ÇİLE AMA
Kavmini ısrarla ikaz eder. “Bakın böyle isyankâr davranırsanız azaba yakalanırsınız sonra!”
Kulaklarını tıkar, yüzünü görmemek için elbiselerini çekerler başlarına.
Hazreti Nuh “Ben size zor bir teklifte bulunmuyorum ki” der, “sadece Allahü tealaya inanacaksınız o kadar. Faydasız putlara tapınacağınıza, sığınacaksınız Yaradan’ımıza.”
Bunlar makul sözlerdir ama muhatapları zorbalaşır, ona düşman olurlar.
Hatta Kral Dermesil yakalatıp zindana kapar. Öldürmeye niyetli ise de gördüğü korkunç rüya üzerine vaz geçer. “Mecnundur salın gitsin” der muhafızlarına.
Başkâhin ise infazdan yanadır. Bazı şeyleri hissetmektedir, onunki bile bile inkâr.  
İtenler, kakanlar, alaya alanlar. Nuh aleyhisselam tebliğe devam eder ısrarla.
Bütün peygamberler vazifelerini eksiksiz yapar, ancak bazıları daha fazla sıkıntı çeker daha fazla sabr ve sebat eder, azimle çalışırlar. Ki ulü’l-azm peygamberler denir onlara.
Muhammed Habibullah,  İbrahim Halilullah, Musa Kelimullah, İsa Ruhullah (kelimetullah), Âdem Safiyullah ve Nuh Neciyullah gibi (aleyhisselatü vesselam).  

MAHALLE BASKISI
Nuh aleyhisselamı dinleyen kalmamıştır artık.  Babalar çocuklarına “işte” derler “dinimizden dönen adam, bak nasıl da dolanıyor aramızda!” Çocuk yerden toprak alır yüzüne atar. Mübareğin gözleri toz içinde kalır, gönlü mü? Kırılmaya alışıktır nasıl olsa.
O gün ihtiyar bir müşrik gelir. Asasına dayanarak yürüyebilir anca. Torununa “işte bahsettiğim yalancı” der, “sakın kapılmayasın ona!” Değneğini uzatır “vur oğlum kafasına!” Çocuk çok şiddetli vurur, büyük nebinin başı yarılır, yüzü gözü kan revan.
Mahzun olur elbet, sabır diler Cenâb-ı Mevla’dan.
Bir yıl iki yıl değil ki, yüzyıllarca, her gün tehdit, hakaret, istihza.
O devirde insanlar uzun yaşar. Kral Dermesil ölür, oğlu Nevlin geçer başa. Babasından daha azgın kâfirdir. Lakin ahali görülmemiş bir sadakatle bağlanır ona.
Derken o da ömrünü tamamlar. Oğlu Tafreduş oturur tahta.
O daha felaket, Nuh aleyhisselamı cendereye alır âdeta.
Hepsine tahammül eder. Hak hakikati anlatır ilk günkü heyecanla.   
Çok uğraşır ama mesafe alamaz. Onun vazifesi tebliğdir, hidayet Allah’tan.

AH ANLASALAR
Neticede kavmi gadab-ı ilahiye uğrar. 40 sene yağmur yağmaz. Bağlar bahçeleri kurur, hayvanları telef olur, nesilleri kesilir bu arada.
Bunda da bir hikmet vardır, tufanı hiçbir masum görmeyecek, çocuklar o dehşeti yaşamayacaktırlar.
Nuh aleyhisselam; “Ey kavmim” diye çağrıda bulunur, “Rabb’inizden günahlarınızın bağışlanmasını isteyin, af dileyin ki üzerinize rahmet bulutları göndersin. Size yeniden mal ve evlat versin.”
Müşrikler hadlerini aşar “Ey Nuh, bizi azapla filan korkutamayacağını anlamadın mı hâlâ? Hem bu iş çok uzadı. Neyse gelsin artık o söylediğin ceza.”
Onların iman etmeyecekleri bildirilir, inananlar için bir gemi yapması emredilir.
Ümmeti ile ormanlık bir alana gider, orada devasa ağaçlar vardır. Keser, biçerler iskelet şekillenmeye başlar. Cebrail aleyhisselam tarif etmekte, müminler yardımcı olmaktadırlar.
Putperestler gelir sataşırlar; “Ne o gemi mi yapıyorsun?”
-Allah’ın azabı tufan şeklinde gelecek. İnkârcılar helak olacak. İman edip gemime binen kurtulacak! Bak vaktiniz var hâlâ.
Kahkahalarla gülerler, “Hani nerede su? Gemini kumda mı yüzdüreceksin yoksa?”
Hatta birkaç şedit boğazına yapışıp sıkar, bayılınca bırakırlar.  

AĞRI DEĞİL CUDİ
Hazreti Nuh’un gemisinin üç katlı olduğu, abanoz ağacından yapıldığı ve kaynayan kazanla (buhar gücü ile) hareket ettiği yazılı kitaplarda.
Demek ki taş devri, mağara devri hep uydurma. Yok ateşi keşfettiler, yok tekerleği buldular da filan.
Nuh aleyhisselam gemisini üç yılda tamamlar. Her hayvandan birer çift toplar.
Mahlukat  “Bizi al. Ya Neciyyallah!” diye yalvarır, gemiye binebilmek için çırpınırlar. Hazreti Nuh, sağ elini uzatınca o hayvanın erkeğini, sol elini uzatınca dişisini alır. Rivayete göre yılan ve akrep de söz verirler ona. “Ahdimiz olsun! Seni zikreden, hatırlayan, ismini söyleyen kimseye dokunmayız bundan sonra!” Yılan ve akrebin zararından çekinenlere “Selâmün alâ Nûhin fil âlemîn(e)” âyet-i kerimesini okuması tavsiye edilir hatta.  

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...