HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__

Şiir gibi şehir Prizren

Düzenleyen: /
Şiir gibi şehir Prizren
Prizren, Prizren Gezi, Haber

YAŞAM Haberleri

Bu temiz hava, bu gümrah yeşil bu çılgın dere ve bu tarihî doku adamı şair eder. Ediyor da…

İrfan Özfatura
irfan.ozfatura@tg.com.tr


Yabancı bir şehre gideyim ama yabancı gibi kalmayayım orada. Evet öyle şehirler var, siz unutmadan Prizren’i de yazın kenara.
“Do you speak english” diye sorarsanız size “Yok abi” diyeceklerdir, “Türkçe, Arnavutça…”
Bir bakacaksınız Fenerbahçeliler Derneği, Beşiktaşlılar lokali, GS kahvesi. Çatılarda çanaklar, Türkiye’de ne olup bitiyorsa...
Buzacisi, büürekçisi, revanisi, çebapi, triliçesi, çüftesi ve o tatlı Türkçesi ile çok bizden Prizren.
Adı “pür-zeyn”den geliyor aslında. Yani “ziynetli” demek baştan ayağa!
Bir şehrin ziyneti ne olabilir ki?
Çeşmeleri, sebilleri, tekkeleri, köprüleri, değirmenleri... Kale, kule, şadırvanlar.
Ecdat çok özenmiş, her biri milyar karat pırlanta.  
Kaleden bakınca 33 minare sayıyorum, göremediklerim de vardır mutlaka.
Hem öyle böyle camiler değil, yüksek kubbeli, mermer direkli, vezirlerden, paşalardan kalma.
Ama ben şehri bilmiyorum.
Nema problema, Pala Kadri’ye selamımı söyleyin, faytonla turlatsın, anlatsın sana.

Şiir gibi şehir Prizren

YAZMAYANI DÖVÜYORLAR
Prizren şairleriyle tanınıyor civarda.
Ne dersiniz bu temiz hava, bu gümrah yeşil, bu su sesi insanı şair ediyor olabilir mi?
Şehir zaten şiir gibi gel de mısralar dizme kâğıda.
Nehari, Sucudi, Âşık Çelebi, Sa’yi, Şem-i, Behari, Mehmet Tahir ve Hacı Ömer Lütfü’nün beyitleri hâlâ terennüm ediliyor halk arasında.
Gazi Ali Bey Mihaloğlu, bölgeyi kahramanca koruyor. Suzi Çelebi de cenkleri 15 bin beyitle kaleme alıp Gazavatname’yi yazıyor.

HUN AVAR KUMAN
Prizren bir zamanlar Bizans, Sırp, Bulgar krallıkları arasında hayli el değiştiriyor. Derken Hun, Avar, Kuman ve Peçenek Türkleri havaliye yerleşiyor.
Osmanlı, Prizren’i, Nobırda’nın fethinden 20 gün sonra, böylesi bir haziran günü (1455) fethediyor.
O günlerde Fatih Sultan Mehmet İşkodra civarında. Gazi Evrenos Bey’in akıncıları nazlı hilali kaleye dikiveriyor.  Yerli halk İslamiyeti öğrendikçe buzlar eriyor. Ve ecdad güzelim coğrafyaya çil çil kubbeler serpiyor.  Prizren büyüyor, zenginleşiyor, mamur, müzeyyen, emin bir şehir olup çıkıyor. Sadece Kukli Mehmet Bey’in 116 dükkânı, 8 değirmeni, 3 kervansarayı bulunuyor. Rahmetli camiler, mescitler yaptırıyor sevabına.

Şiir gibi şehir Prizren

PAŞA DEDEMDEN KALMA
Gazi Mehmet Paşa ise mükemmel bir medrese ve muhteşem bir hamam hediye ediyor.
Sinan Paşa, Emin Paşa, Suzi Çelebi, Maksut Paşa, Mahmut Paşa, Katip Sinan, Mustafa Paşa, Beyzade Mehmet, İlyas Kuka, Müderris Ali, Terzi Memi, Mevlâna Cafer Efendi, Çuhacı Mahmut, Seydi Bey, Tercüman İskender, Hacı Ramadan, Ahmet Bey, Budak Hoca, Evrenoszade birer cami yaptırıyor.
Cuma-Atik Cami ise bizzat Fatih’ten hatıra.
Prizren Makedonya ve Bulgaristan’ı Adriyatik’e bağlayan kavşak. Romalıların “Via de Zenta” dedikleri yol Osmanlı ile şenleniyor, İstanbul üzerinden Orta Doğu’ya bağlanıyor.  
Prizren esnafı Ahi geleneğine ehemmiyet veriyor. Şehrin dericileri, demircileri, saraç ve terzileri Balkanlarda tanınıyor. Prizren işi kılıç, tüfek ve takılar Belgrad üzerinden uzaklara gidiyor, Macarlar, Almanlar, Fransızlar hayran kalıyor.   
Prizren o gün bu gündür İslam beldesi. 1623 yılında12 bin Müslüman yaşarken Sırpların sayısı 600, Katoliklerin sayısı ise ancak 200 civarında.
Derken Avusturya ordusu Sırp desteği ile Kosova’ya yürüyor. General Pikolomini Üsküp’ü yakıp yıktıktan sonra (6 Kasım 1689) yöreyi ele geçiriyor. Lakin vebaya yakalanıp ölüyor.
Sırplar, Avusturyalılarda aradıklarını bulamıyor, “Ne işimiz vardı, huzur mu battı” diyorlar açıkça. Osmanlının müsamahası, adaleti elbette çok başka.
Nitekim desteklerini çekiyorlar, Avusturya, Kaçanik’te büyük bir mağlubiyet alıyor. Defolup gidiyor.

AH O GÖÇLER
18 yy.da Prizren’e hükmeden Rotla ailesi Osmanlıya sadık kalıyor.
1878 yılında Berlin Barış Antlaşması’yla vilayet merkezi Priştine’ye taşınıyor.
Prizren 563 dükkânı, 13 hanı, 2 hamamı, 25 camii, 100 kitaplığı, 8 tekkesi, 9 köprüsü, 125 değirmeni, 150 çeşmesi ve arastaları ile çok öndedir oysa. Hazmedemiyor tabii, gönül koyuyorlar hatta.
Prizren’de eğitim seviyesi hep yüksek oluyor, okumuş yazmış şehirli bir halk çıkıyor karşınıza.
Kukli Mehmet Bey, Gazi Mehmet Paşa, Müderris Ali Efendi, Mahmut Paşa Medreseleri, kurucularının bıraktığı mallarla yaşarken iptidaiye ve rüştiyeler de açılıyor.
Lakin İttihatçıların iş bilmezliği bize pahalıya patlıyor, Sırp Ordusu 31 Ekim 1912’de Prizren’i ele geçiriyor. Baskılar, eziyetler derken biçare insancıklar Anadolu’ya sığınıyor.
1915-1918 Bulgar istilası tam bir felaket. Bulgarlar, Prizren’i soyup soğana çeviriyor.
Şehir bilahare “Sırp Hırvat Sloven Krallığı”na bağlanıyor. Sırplar kayırılıyor, Müslümanlar haksızlığa uğruyor.

TITO PARTIZAN
Prizren II. Dünya Savaşı’nda İtalyan işgali altında kalıyor.
Partizanlar İtalyanları kovuyor ama gelen de gideni aratıyor bu arada.
Tito Yugoslavya’sında Kosova resmen ihmal ediliyor, yolsuzluklar halkı canından bezdiriyor. O dönemde sadece madencilik alanında bir kıpırtı görüyoruz, Belgrad toprağın altını tüketiyor.
Komünistler güzelim şehri perişan ediyor, mimarisi bozuluyor, tarihi eserler heder oluyor.
Sonrasını biliyorsunuz işte direniş ve bağımsızlık (1998).
Kosova, yeni yeni kendine geliyor.

Su var, taş var, usta yok
Prizren’in ortasından geçen berrak sulu Bistriça deresi Şar Dağı eteklerinden kaynayıp geliyor. Adı dere, yoksa değil insanı, atı bile sürükleyecek kadar sert akıyor. Bir zamanlar üzerinde onlarca değirmen varmış, günümüze sadece A. Malik Usta (70) devam ediyor.
Bu sanat baba dede mesleği, ustamız ölünceye kadar çalışmaya kararlı, mesleğini çok seviyor. Su değirmenlerinde öğütülen unun daha lezzetli ve sıhhatli olduğunu söylüyor. Çünkü soğuk taş, tahılı yakmıyor, içindeki gıdaları bozmuyor. Yeni unlar için “Ne be ya onlar, un değil kül” diyor.
Taş değirmenlerin unu nispeten iri taneli, bu da sindirim sistemini rahatlatıyor. Bu undan yapılan çöreklere böreklere doyum olmuyor.

 

 

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...