Önce ruhunuzu giydirin kıyafet nasılsa yakışır

Önce ruhunuzu giydirin kıyafet nasılsa yakışır

YAŞAM Haberleri

Çok pahalı, çok moda kıyafeti de giyseniz, kendinize yakıştıramadıysanız içinde iyi hissetmezsiniz. Bu nedenle o kıyafetin ruhunuza da oturduğundan emin olmalısınız...

CANAN ERASLAN

Pandemi dönemi bize aslında ne kadar çok lüzumsuz alışveriş yaptığımızı gösterdi. Evlerde bir gömlek, bir eşofmanla günler geçirince dolaplar dolusu döpiyesin, sayısız fuların, onlarca ayakkabının ne işe yarayacağına dair muhasebe yaparken bulduk kendimizi. Sonra az ve öze dönüş için çareler aramaya başladık hepimiz. Ben de bu 'az ve öze' yolculuk sırasında muhteşem bir insanla karşılaştım. İsmi Başak Bilgen Camgöz... İnsanın kendisine yakışanı giymesi, birkaç parça ile de çok şık olunabileceğini söylüyordu. Hatta bunun için bir de kitap yazmış. Yeni dönemin normallerinden olan online yolla konuştuğumuz Başak Hanım görüşmemize "İnsanda görünen yüzdür. Yüzde güzel olan gözdür. Esas olan da ağızdan çıkan sözdür" diyen Mevlâna ile başlayınca sohbete, söyleyeceklerini daha fazla merak etmeye başladım ve sonuna geldiğimizde de "İyi ki" dedim...
Yıllarca ruhumuzu doyurmadan güzel ve şık olmaya çalıştığımız vurguladı öncelikle Camgöz... "Ruhumuzdaki boşlukları doldurmadan gardıroplarımızı doldurduk. Kimimiz de öbür uca gittik, ruhun kılıfını unuttuk. Şimdi ikisini toparlama zamanı" diyerek tavsiyelerde bulundu.

¥ Asla birini seçmek zorunda değiliz. Çünkü içimiz dışımızdakini, dışımızdaki de içimizi etkiliyor. Hepimiz farklı ruhlarız. Hepimizin yolculuğu farklı. Alacağımız dersler de öyle. Öncelikle bunu fark edeceğiz. Biz bunu fark edinceye kadar, hayatımızın anlamını buluncaya kadar kendimizi sürekli çekiştiriyor, rahata eremiyoruz. Rahata ermeden, ruhumuzu netleştirmeden ne giyersek önemi yok. O doğru olanı seçmek ve taşımak hem kendimizi iyi hissettiriyor hem diğerini.

DOĞRUYU SEÇMEK NASIL OLACAK?
Doğruyu seçmek dediğimizin cevabı doğada. Doğayı düşünün, rengârenk, çeşit çeşit, çiçeğinden, ağacına, böceğine aklımıza sığmayan bir çeşitlilik söz konusu. Buna rağmen algımızda kalan o muhteşem denge, uyum ve sadelik değil mi? Bizim için de aynı şey geçerli. Bu şifreleri kendimizle ilgili çözdüğümüzde, doğayla ve özümüzle uyumlu şekilde kendimizi ifade edebiliyoruz.

KENDİMİZİ NASIL TANIMLARIZ?
Bakmakla mümkün. Vücut yapımız (kalın-ince, uzun-kısa, kıvrımlı yerler-düz yerler) Buna göre uygun seçimleri yapmak önemli. Renklerimizi bulmamız gerek sonra. Soğuk-sıcak ten ve buna göre doğru tonlar. En önemlisi de yüz hatlarımız ve ona uygun saç kesimi. Tenimize uygun renk ve model seçimi önemli. Bütün bunları uyguladığımızda ruhumuz bedenimizle bütünlük sağlamış oluyor. Buna da "Giyilmiş algı" deniyor.

OLMAZSA OLMAZIMIZ
Bazı görüşler vardır, siyah etek, siyah pantolon, beyaz gömlek... Aslında şöyle toparlamak gerek. Her şey az ve öz olmalı. her insanın dışarıda da kendini rahat ve güzel hissedeceği bir eşofmanı olmalı. Hafta içi 5 gün için 5 kombin yapsanız, sonraki hafta o kombinler arası geçişlerle 10 kombine çıkabilirsiniz. Böylece ayda en fazla 2 kez aynı kombini kullanırsınız. Beyaz ve krem tişört, siyah tişört ve gömlek, kalem etek, kalem pantolon, kış ayları için de aynı şekilde birkaç kazak işinizi görecektir. E tabii bir kokteyl ya da gece elbisesi, trençkot ve kalın bir manto, birkaç fular sayısız kombin oluşturmanıza katkı sağlayacaktır. Siz kendinizi iyi hissettiğinizde insanlar da yanınızda iyi hissediyor.
 

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...