"Yâ İlâhî!.. Pişmanım vallahi"

A -
A +
Hazret-i Mevlâna'yı çok seven genç bir tüccar, Mısır'a gitmek için bu zattan izin ister.
Mevlâna izin vermez.
Ama o, dinlemez.
Gizlice yola çıkıp gemiye biner.
Tam Mısır'a yaklaşırken kâfirler saldırır, gemi halkıyla birlikte onu da esir alırlar.
Ağır işlerde çalıştırırlar.
Genç tüccar, açar ellerini.
"Yâ İlâhî!.. Pişmanım vallahi. Hazret-i Mevlâna hürmetine bu esaretten kurtar beni" diye dua eder.
Çok gözyaşı döker!
O gece rüyada Mevlâna'yı görür.
Ve ondan himmet diler.
Büyük veli, ona;
"Yarın bu kimseler bir hasta için senden bilgi isterler. Şu şu otları, şu oranda karıştır, hastaya yedir" buyurur.
Hakikaten sabahleyin ona gelirler.
"Doktorluktan anlar mısın?" derler.
"Evet anlarım" der.
Sevinip genci hükümdara iletirler.
Meğer hasta olan, hükümdarmış.
Genç tüccar, "bir doktor" edasıyla "Bana şu şu otlardan getirin" der.
Koşup getirirler.
Onları bir güzel karıştırır.
Ve hükümdara yedirir.
Hükümdar, yer yemez şifa bulur.
Sevinip ona der ki:
"Dile benden ne dilersen."
"Hiçbir şey istemem."
"Lütfen, kırma bizi."
O vakit kendini tanıtır;
Ve işin doğrusunu anlatır.
Hükümdar öğrenir hakikati.
Kendisine "yüklü bir para" verir.
Ve memleketine gönderir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.