"Tam İlmihâl kitabını okuyun!"

A -
A +
Bir gün, Mekkî Efendiyle birlikte ikimiz, benim liseden kimya hocam olan Hüseyin Hilmi Efendi'ye gittik. Hocam kendisine çok hürmetkâr davrandılar.
Sıcak bir gündü.
Limonata getirdiler.
Üç bardak vardı tepside.
Birini ben içtim, çok leziz ve serindi. Birini de Mekkî Efendi içti. Üçüncü bardağı merak ettim.
Kendileri içmedi çünkü.
Meğer onu da Mekkî Efendi için getirmişler. Birinci bardağı içince, hemen ikinci bardağı ikram ettiler.
Onu da içti mübârek.
Soğuk içmeyi severdi.
Müftülükte bâzen beni bir fırıncı dostunun evine gönderir ve buz dolabından buz getirtirdi.
Uçarak giderdim.
Getirdiğimde, ona biraz su katar, buzlu buzlu içerdi. Bâzan da kahveden çay aldırırdı.
Koşarak giderdim.
Uçarak getirirdim.
Ne güzel günlerdi yâ Rabbî.
? ? ?
60'lı yıllarda arkadaşlarımızın çoğu işsiz ve parasızdı.
Hepimiz gariptik.
Onun için birlikte kaldığımız evlere "gariphâne" denirdi.
Ahmet Mekkî Efendi bizim gariphânelere gelir, bizimle oturur, yemek yerdi.
Bir gün yine gelmişti.
Oturup yemek yedik.
Sonra bize "Kıymetinizi bilin, bugün dünya yüzünde böyle bir arkadaş topluluğu, böyle Ehl-i sünnet bir cemaat yoktur. Tâm İlmihâl'i okuyun ve dağıtın. Bu zamanda en iyi emr-i mâruf, böyle doğru ve kıymetli kitapları yaymakla olur" buyurdu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.