"Hocanızın kıymetini bilin!.."

A -
A +

Bir gün merhum Mahmut Genç ağabeyimizin evine gitmiştim. Baktım, Ahmet Mekkî Efendi de orada idi.

Birkaç arkadaş daha vardı.
Nâfiye Abla’nın yaptığı nefis çayı ve lezzetli çörekleri yedik.
Sonra sohbet oldu.
Ahmet Mekkî Efendi;
“Hocanızın kıymetini bilin. Hilmi bey, babamın göz nûruydu. Ehibbâ arasında Onun yeri ayrıydı. Babamın son günlerinde yer yatağı sermiştik. Ziyaretine gelenler elini öpüp sandalyelere otururdu. Ama Hilmi bey gelince Onun elini bırakmaz, kendi yatağına oturtur ve “Senin yerin, her zaman burası” derdi.
Elini eline verir ve “Sık” derdi.
Öyle zannediyorum ki, o günlerde babam, kalbinde ne varsa, hepsini onun kalbine akıttı...”
Bunları anlattı.
Ve şöyle devam etti: “Ben Tam İlmihâl'i inceledim. Hilmi Bey, babamdan işittiği dînî bilgileri, Ehl-i sünnet âlimlerinin kıymetli kitaplarından kaynak göstererek bu kitâba yazmış. Benden, bu kitabın başına bir 'takrîz' yazmamı ricâ etti. Ben de Arapça birkaç kelime yazdım...”
Nâfiye Abla diyor ki:
“Ben sekiz yaşında iken, Kur’ân-ı kerîm hocam beni alıp, Bayezid Câmiine götürdü ve Abdülhakîm Arvâsî hazretlerini gösterdi. Oturup sohbetini dinledik.
Sonra Mekkî Efendi hazretlerinin ailesiyle tanıştım. Müftü Efendi zaman zaman bizim eve gelir, evlenecek gençlerin nikâhlarını da, bazen bizim evde kıyardı.”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.