Seni bu hâle getiren nedir?

A -
A +
Yemen’de yetişen velilerden İbnül-Hatib hazretlerinin bulunduğu şehrin vâlisi, bu büyük zâtı sevmiyordu. Onun için ona bir zarar vermeyi tasarladı. Sadece düşündü... Ancak o gece öyle bir “sırt ağrısı”na yakalandı ki ağrının şiddetinden ölecek hâle geldi! Ayrıca karnı da şişti. Hiç rahat yatamadı. birçok defa kalktı. Her defasında sanki “ölecek” gibi oluyor, artık “son nefeslerini” verir gibi bir hâle gelmişti. Çaresizdi!.. Arkadaşları geldi. Ve kendisine; "Bu hâl, İbnül-Hatib hazretlerine kötülük düşünmen sebebiyledir. Hâlini düzelt, yoksa helâk olursun” deyip, îkaz ettiler. Vâli hatasını anladı... Çok pişman oldu. Ve onlara rica edip “Beni o zatın huzuruna götürün” dedi. Güçlükle büyük velinin kapısına götürdüler. Büyük veli çıktı. Onu böyle gördü. Ve hâline acıyıp; "Seni bu hâle getiren nedir?" diye sordu. Vâli de cevaben; "Ey efendim! Ben tövbe ettim... Allahü teâlâ size rahmet eylesin! Bana acıyınız, beni affediniz!" diye yalvardı. İbnül-Hatib onu tuttu. Affı için dua buyurdu... Vâli, o anda rahatladı... Hiç ağrısı kalmadı. Bütün rahatsızlıkları yok oldu. Sıhhat ve afiyet içerisinde evine döndü.  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.