Bu kimse büyük bir zat olabilir...

A -
A +
Zamanın Sultanı, Habeşistanlı olan Yakut-i Arşî hazretlerini ziyarete gelmişti. Ancak onu, Habeşli siyahi bir kimse olarak görünce, kalbinden “Bu, siyah bir köledir, böyle veli olabilir mi?” diye geçirdi.
Büyük zat bunu anladı...
Sultanın yanına yaklaştı.
Başına yedi defa dokunup “Evet ama bu köle, nimetlendirilmiş bir köledir” buyurdu.
Yedi ay kadar geçti.
Sultan vefat etti...
Böylece Yakut-i Arşî hazretlerinin, Sultanın başına “yedi defa” vurmasının hikmeti anlaşılmış oldu.
● ● ●
Bir âlim kimse de Seyyid Ahmed-i Bedevi hazretlerini üzmüştü. Bunun cezası olarak ne kadar ilmi varsa hepsi hâfızasından silindi. Bu hâlin, Seyyid hazretlerini üzdüğü için başına geldiğini anladı...
Çok pişman oldu.
Tövbe istiğfar etti.
Ve Yakut-i Arşî hazretlerine sığınıp Seyyid hazretlerinin kendisini affetmesi için ondan yardım istedi. O da İskenderiyye’den çıkıp Hazret-i Seyyid’in bulunduğu Tanta şehrine geldi.
O âlimden bahsetti.
Pişmanlığını arz etti.
Onun namına özür diledi. Ahmed-i Bedevi de Yakut-i Arşî hazretlerinin hatırı için o kimseyi affetti. Bundan sonra o kimse, eski ilminin tekrar hâfızasına geldiğini hissetti.
Buna çok sevindi...
Yakut-i Arşî’yi sevdi.
Yanından ayrılmadı.
Onun “talebesi” oldu. Sonra Yakut hazretleri, bunu, kendi kızıyla evlendirdi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.