"Henüz çok gençsin evlâdım!"

A -
A +
Nişabur’da yaşayan velilerden Ebu Osman-ı Hayri hazretleri, hocası Ebu Hafs'a ilk gittiğinde, yaşı henüz küçüktü.
Huzurunda edeple diz çöküp “Efendim, ben okumak istiyorum” dedi.
Hocası, onu süzüp;
“Evlâdım! Sen henüz çok gençsin, seni okutamam” buyurdu.
O, bu cevaba çok üzüldü!
Ne diyeceğini bilemedi.
Yerinden kalktı.
Ve arka arka çıktı huzurdan.
Ama bir türlü gidemiyordu.
Ayrılmak istemiyordu.
Dönüp dönüp o kapının eşiğine bakıyor ve;
"Şu eşiğin dibine bir çukur kazıp içine uzansam, beni çağırıncaya kadar orada beklesem" diye düşünüyordu.
Ebu Hafs, bunu sezdi.
Düşündüğünü anladı...
Ve ona şefkatle bakıp;
“Gel bakalım küçük talip!” diye seslendi.
Ebu Osman sevindi.
Ve o gün derse başladı.
Sevinçe girdiği o dergâhtan, yıllar sonra "büyük bir âlim" olarak çıktı.
● ● ●
Bu zat bir sohbetinde;
“Kardeşlerim! Müslüman; almayı değil, vermeyi düşünür. Onu kârlı bilir. Alınca değil, verince sevinir” buyurdu.
Ve ilâve etti:
“Böyle olan kimse, eceli geldiğinde ruhunu da kolay verir. Ruhu, tereyağından kıl çeker gibi çıkar da haberi bile olmaz.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.