Çıkmak için kapıyı bulamadı!

A -
A +
Hindistan evliyasından Abdülvahid-i Lahori hazretleri zamanında adamın biri, bir gece hırsızlığa çıktı.
Rastgele bir eve girdi...
Ancak bu ev, bu büyük veliye aitti.
Bakındı etrafa.
Bir “hırka” gördü.
Bu zatın hırkasıydı.
Hemen aldı onu.
Zaten başka da bir şey bulamamıştı alacak. Kendi kendine “Fakir bir eve gelmişim" dedi.
Ve çıkmak için kapıya yöneldi.
Ancak kapı nerede?
Dört taraf duvardı.
“Allah Allah, ben az önce şuradan girmiştim. Kapı vardı orada, şimdi yok olmuş” dedi.
Çaresizlik içindeydi!
Bıraktı elindeki hırkayı.
O zaman gördü kapıyı.
Sevinmişti...
Ama akıllanmamıştı.
“Kapıyı bulmuşken hırkayı da alıp çıkayım" dedi.
Dönüp hırkayı aldı.
Kapı yine kayboldu.
Şaşkına döndü adam! Dört döndü evin içinde. Yine yok olmuştu koca kapı. Çaresizlik içinde kıvranırken büyük veli seslendi:
“Kapıyı bulamadın mı evlât? Hırkaya ihtiyacın varsa, al götür... Ama izinsiz alırsan, tabii ki kapıyı bulamazsın” buyurdu.
Hırsız mahçuptu!
Hırkayı bıraktığı gibi hızla çıktı kapıdan. Ancak bu hadise, tövbesine sebep oldu. Sabah koştu bu zatın mescidine. Elini öpüp “talebesi” olmakla şereflendi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.