"Sana binlerce şükür Allahım..."

A -
A +

Mısır’da vefat eden Seyyid Ahmed Rıfai hazretlerinin talebeleri, birbirlerini çok severlerdi.
Hele iki talebesi vardı.
Aşk derecesindeydi onlarınki...
Birbirlerinde fâni olmuşlardı...
Hiçbir dünyalık menfaat düşünmeksizin severlerdi birbirlerini.
Fî sebîlillah.
Yâni Allah için.
Öyle ki;
Bu “sevgi” tesiriyle kendilerinden geçiyorlardı bazen.
Bu, Allah vergisiydi.
O, dilediğine verir.
Bir gün biri el açıp;
“Yâ Rabbî! Ahirette cehennem ateşine girmeyeceğimize dair, yüce katından bize bir berat gönder” diye yalvardı.
Öbürü “âmin” dedi.
O anda bir şey oldu...
Beyaz “bir kâğıt” indi gökten.
Sevinçle o kâğıdı aldılar.
Ancak yazı yoktu kâğıtta.
Koşup hocalarına gösterdiler.
Seyyid hazretleri ona baktı.
Kalkıp şükür secdesi yaptı.
Secdeden kalkıp;
“Sana binlerce şükür Allahım!.. Talebelerimin, cehennemden âzât olunduğuna dair, dünyadayken vesika verdin” dedi.
Sevinçten ağladı.
Gözyaşları aktı.
Talebeler merak edip;
“Efendim, bu kâğıtta herhangi bir yazı yok ki” dediler.
Büyük zat, onlara;
“Yazı var, ama görünmez. Çünkü bu yazı ‘nur’ ile yazılmıştır” buyurdu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.