İhlâs, samimiyet demektir...

A -
A +
Bağdat evliyâsından olan Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri henüz çocuktu ki dayısı Sırrî-yi Sekatî hazretleri, onu yanına alıp hacca gitti.
Mescid-i haramda “dört yüz” âlim toplanmış, 'şükr’ün tarifini yapıyorlardı.
Bir kenara oturup dinlediler.
Dört yüz tarif yapılmıştı…
Ama tam tarifi yapılamamıştı.
Hazret-i Sırrî yeğenine;
“Kalk Cüneyd, bir tarif de sen yap!” dedi.
Cüneyd;
“Peki dayıcığım” dedi.
Ve ayağa kalktı.
Yüksek sesle;
“Şükür; Allahü teâlânın verdiği nîmetleri, Onun emrettiği yerde kullanmaktır” dedi.
Âlimler bu tarifi çok beğendiler.
“Şükrün mânâsı, şimdi tamam oldu” dediler.
● ● ●
Bir gün de bu zâta sordular:
“İlimden maksat nedir efendim?”
“İslâmiyet’i öğrenmektir.”
“Amel nedir efendim?”
“Öğrendiklerini tatbik etmektir.”
“Ya ihlâs hocam?”
“İhlâs, samimiyet demektir. Yâni kul, her işini, her amelini, Allah emrettiği için yapması lâzımdır” buyurdu.
Ve ilâveten:
“Bir amelin hâlisiyle bozuğu birbirine çok benzese de ayrıdır. Nitekim hakîkî çiçekle yapma çiçek ne kadar benzeseler de ayrıdırlar. Hakîkî çiçeği koklayın, hoş kokar. İşte hâlis ibâdet de mis gibi kokar” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.