Rızkımızı arıyoruz

A -
A +
Bir gün bazı kimseler Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine gelerek; “Efendim, biz, gezerek rızkımızı arıyoruz” dediler. Buyurdu ki: “Rızkınızın nerede olduğunu biliyorsanız orada arayınız.” Dediler ki; “Rabbimizden bekliyoruz. Bakalım ne vakit bizi bulacak?” Buyurdu ki: “Eğer unutmuş sanıyorsanız, hatırlatınız.” “Unutmamıştır, ama ne vakit gönderecek diye tevekkül edip bekliyoruz” dediler. Bu defa o buyurdu ki: “İmtihan ederek, deneyerek Allahü teâlâya tevekkül etmek olmaz. Zira bu, îmânda şüphe bulunduğunu gösterir.” Sordular: “Öyleyse ne yapalım efendim?” Buyurdu ki: “Rızık için Rabbinize güvenin. Zîra Cenâb-ı Hakk rızkınıza kefîldir. Az gayretle o rızık ayağınıza gelir. O emrettiği için çalışın, ama gelen rızkı çalışmanızdan bilmeyin.” ● ● ● Bir gün de; “Efendim, bedbaht olmanın alâmeti nedir? diye sordular bu büyük zata. Cevabında; “İlmi olup da amel yapmamak ve ameli olup da ihlâsı olmamaktır” buyurdu. Ve ekledi: “Üçüncü alâmetiyse bir velî sohbetine kavuşamamaktır. Zîra bir ‘Allah adamı’nı tanımamak, kötü bahtlı olmanın en büyük nişanıdır.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.