Acaba ayrılıp gitsem mi?

A -
A +
Dediği Sultan, Anadolu velîlerinden olup mübârek kabr-i şerîfi, Konya’nın Ilgın ilçesindedir. Bir talebesi çok fakirdi. Maddî sıkıntı çekiyordu. Kendi kendine; "Burada ilim tahsil ediyoruz, iyi güzel de, paramız yok... Acaba buradan ayrılıp bir sanata mı girsem. Çalışır, para da kazanırım" dedi. O anda bir “ses” duydu... Kulak kabarttı... Hocasının sesiydi bu. “Ahmeeet!” diye sesleniyordu. Heyecanla fırladı dışarı! Ancak kimseyi göremedi. “Allah Allah!…" dedi. "Kimse yok, hocamın sesiydi bu.” O esnâda duydu aynı sesi. “Ahmeeet!” Evet, hocası çağırıyordu kendisini. Heyecanla giyinip çıktı dışarı. Sesin geldiği yere doğru yürüdü. Gide gide hocasının evine geldi. Tam kapıyı çalacaktı ki... Kapı kendiliğinden açıldı. Hocası çıktı kapıya. “Gel evlâdım! Seni ben çağırdım!” buyurdu. Talebe girdi içeri... Ona şefkatle bakıp sordu: “Maddî sıkıntı içindesin değil mi?” Genç, büktü boynunu... “Evet hocam.” Ona bir zarf uzatıp; “Al şu parayı. İhtiyaçlarına kullanırsın!” dedi. Ve ardından; “Evlâdım! Sakın o düşündüğünü yapma! Bizden ayrılma. Parayı her zaman kazanabilirsin. Ama ilmi her zaman öğrenemezsin” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.