Maksadım, âhirettir

A -
A +
Bağdat'ta yetişen ve kabr-i şerîfi Bağdat’ta olan Ebül Hüseyin Nûrî hazretlerinin nasîhatini dinleyen, hidâyete kavuşurdu.
Lâkin ne demiş büyükler;
“İyilerin düşmanı çoktur.”
Bâzı hasetçiler, zamanın Sultânına şikâyet ettiler bu zâtı.
Şöyle ki;
“İnsanları yoldan çıkarıyor. Devlet için tehlikelidir” dediler.
Sultan, kadıyı çağırıp;
“Bu zâtı araştır!” dedi.
Maksadı, bu söylentilerin doğru olup olmadığını anlamaktı.
Kadı, bu zâtı mahkemeye çağırdı.
Bâzı suâller sordu.
Aldığı cevaplardan etkilendi.
Hayran oldu kendisine.
Ve hükümdâra;
“Sultânım! Bu zât kötü biriyse, o zaman yeryüzünde iyi bir kimse yoktur. Bu kişi, yüzünü âhirete çevirmiş. Tek düşüncesi, ölümden sonrasıdır... Kendini Allah'a vermiş, dünya mevkî ve makamı umurunda değil. Böyle din adamından, devlete zarar gelmez” dedi.
Hükümdâr rahatladı...
Saraya dâvet etti bu büyük velîyi.
Konuşup kadıya hak verdi.
Ve edeple sordu:
“Bir arzunuz var mı efendim?”
Büyük velî;
“Arzum şudur ki; beni unutun. Zîra benim, dünya adamlarıyla işim olmaz. Benim işim, Allah iledir. Onun için ey sultan, ne sen beni görmüş ol, ne de ben seni!”
Hükümdâr, iyice ikna oldu, inandı.
Hürmet ve izzetle uğurladı kendisini...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.