"Niçin ağlıyorsun?"

A -
A +
Bağdat civarında yaşayan Hubeyret-ül Basrî hazretleri, gayrimüslim bir köye gelmişti bir gün. Kalabalık bir grup onu karşıladı. O an garip bir şey oldu... Bu zât başladı ağlamaya! İnsanlar sordular: “Niçin ağlıyorsun?” “Günahlarıma ağlıyorum.” “Allahü teâlâ affeder, bilmiyor musun?” “Evet biliyorum. Allahü teâlânın merhameti çoktur, affeder. Ama unutmayın ki; azâbı da şiddetlidir. Bu azaptan kurtulmaya elimde senedim yoktur” buyurdu. Onlar hayret ettiler! O şöyle devam etti: “Kur’ân-ı kerîmde meâlen ‘İnsanların birçoğu, cehennemde yanacaktır’ buyuruluyor. Bilmiyorum ki ben de onlara dâhil miyim? Bir kısmı da cennete girecekler, ama ona girmek için de elimde berâtım yoktur. Velhâsıl cennete mi girerim, yoksa cehenneme mi? Henüz belli değilken ağlamamak elde mi? Bu sebepten ağlıyorum.” İnsanlar dinlediler. Ve sordular ona: “Yâ Hübeyre, sen böyle dersen gayriye nasıl yol gösterirsin?” Bunu işitince; “Eyvâh!" dedi. Ve yere yıkıldı. O anda gâipten; “Ey Hübeyre, biz seni dost edindik. Ölünce ebedî cennette olacaksın” diye bir ses işitildi. Bu sesi herkes işitti. Kâfirler de işittiler. Bunlar “üç yüz” kişi idi. Kalpleri İslâm’a meyletti. Birlikte Kelime-i şehâdeti söyleyip, hepsi de îmânla şereflendiler...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.