Nimet mi var, azap mı?

A -
A +
Evliyânın büyüklerinden Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, birkaç talebesini yanına alıp kabristana gitmişti bir gün.
Kabir ziyâreti yapacaklardı.
Bir kabrin başında oturdu.
İçeriye teveccüh eyledi.
Merak etmişti.
Nimet mi var acaba?
Yoksa azap mı?
Bunu anlamak istiyordu.
Hakk teâlâ lütfetti.
Kaldırdı gözünden perdeyi.
Böylece kalp gözüyle gördü kabirdeki ölünün hâlini.
Azap vardı kabirde.
Talebelerine;
“Bu kabir, büyük günah işleyen bir kadına âit. Şu anda kabrinde cehennem ateşi var. Ama kendisi îmânlı mı, değil mi, o belli değil” buyurdu.
Gençler merak etti.
Zîra üzülmüşlerdi.
Mübârek zât;
“Benim, önceden okuduğum yetmiş bin ‘Kelime-i tevhîd’ var. Bunun sevâbını bu kadının rûhuna bağışlıyorum. Îmânı varsa tesirini gösterir” buyurdu
Tekrar teveccüh etti
Bu defâ sevinçliydi...
Gençlere dönüp;
“Elhamdülillah îmânı varmış. Zîra Kelime-i tevhîd tesirini gösterdi ve Hakk teâlâ günahlarını affetti” buyurdu.
Gençler sordular:
“Azâbı kalktı mı efendim?”
“Evet, azaptan kurtulup büyük sevince gark oldu kadıncağız” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.