Bir ahde vefâ örneği

A -
A +
Peygamber Efendimiz “ahde vefâ” konusunda çok titizdi. Şöyle ki; Henüz peygamberliğini teblîğ etmemişken alışveriş yapmıştı bir kişiyle. Bir miktar borçlanıp ödeme husûsunda anlaştılar... Falan gün falan saatte bir yerde buluşup ödeyecekti borcunu. O gün geldi. O saat oldu. Efendimiz anlaştıkları yere gitti. Ama adam yoktu ortalarda. Ertesi gün yine gitti. Adam yine yoktu... O yere gelmemişti. Üçüncü gün yine gidip aynı yerde bekliyordu ki o kimse geldi nihâyet. Ama çok mahcuptu! "Özür dilerim!" dedi. İki gün de unuttuğunu söyledi. Ama Efendimizi çok sevmişti. Peygamberlik îlân edilince koştu hemen. İlk îmân edenlerden oldu. ● ● ● Yine Hayber'den dönülüyordu. Bir Yahûdî kadını bir eti zehirleyip kızarttıktan sonra Peygamber Efendimize getirdi ve kendisine "Bu eti sizin için kızarttım... âfiyetle yiyiniz" dedi. Efendimiz yemedi o eti. Eshâbına da yedirmedi. Zîrâ et zehirliydi! Onun için yemedi. Kadın; ete “zehir” kattığını îtiraf ettiği hâlde yine cezâlandırmadı onu. O da bu merhameti gördü. İnsafa geldi. Şehâdeti söyleyip îmânla şereflendi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.