Hastalık da şifa da ondan

A -
A +
İsfehan’da yetişen Zâhid-i İsfehânî hazretlerinin kabr-i şerîfi Basra’dadır.
O zamanlar bir “tâun illeti” kasıp kavuruyordu ortalığı.
Yakalanan, kurtulamıyordu.
Nice taze fidanlar düşüyordu toprağa.
İşte o günlerde bir kişi geldi.
Dert yandı bu büyük velî’ye;
“Hocam! Tâundan üç oğlum öldü, şimdi de dördüncü oğlum yakalandı. Duâ edin de şifâya kavuşsun” diye arzetti.
Büyük velî;
“Hastalığı veren de Allahü teâlâdır, şifâyı verecek olan da” buyurdu.
O kimse sordu:
“Ya sizler hocam?”
“Biz âciz bir kuluz.”
Adamın, gitmeye,
hiç de niyeti yoktu...
“Efendim, duânızı almadan şurdan şuraya gitmem” dedi.
Mecbur kaldı mübârek.
İki rekât namaz kıldı.
Sonra da açtı ellerini;
“Yâ Rabbî! Şifâ ver bunun oğluna” diye yalvardı.
Bir duâ bu kadar mı serî kabul olur. Oğlu, kapıda karşıladı kendisini.
Sapasağlamdı.
Adam sevindi.
Ve oğluna sarılıp; “Ne oldu, anlatsana” dedi merakla.
“Neyi anlatayım babacığım?”
“Nasıl iyileştin?”
Çocukcağız;
“Bilmiyorum. Az önce kımıldamadan yatıyordum. Birden iyileştiğimi hissettim ve fırladım ayağa, ben de bilmiyorum ne olduğunu” dedi.
Adam dedi:
“Ben biliyorum oğlum.”
“Ne oldu baba?”
“Zâhid-i İsfehânî hazretleri duâ etti sana.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.