"Sesli ağlamayın!"

A -
A +
Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sevdiği sâlih bir Müslüman vefat etmişti...
Büyük velî bâzı talebesini alıp evine tâziyeye gitti o kimsenin. Yakınları, yüksek sesle ağlıyorlar ve feryat ediyorlardı!
Çok üzüldü!
Ve o kişilere; “Böyle yapmayınız! Zîrâ sesli ağlamak, ölüye azap, eziyet verir” dedi.
Ve talebelerine;
“Ben vefat edersem siz sakın böyle yapmayın!” buyurdu.
Aradan az zaman geçti.
Büyük velî hastalandı.
"Ölüm hastalığı" olduğunu anlayıp husûsi odasına çekildi.
Vefatına kadar çıkmadı.
Lâkin son nefesine kadar talebesinin her biriyle görüştü.
Nasîhatler yaptı...
Vasiyetini bildirdi.
Bir talebesi anlatıyor: Vefat ettiği gün bir ara yanına girdim.
Çok sıkıntısı vardı.
Bir ara gözlerini açıp;
“Sofra getirin, yemek yiyin” buyurdu.
Zîra yemek yedirmeyi çok sever ve bir şeyler yedirmeden göndermezdi misâfirlerini.
Sofrayı getirip biraz yedik.
Sonra kaldırdık yine.
Az sonra gözlerini açtı.
Yemediğimizi görünce;
“Sofrayı getirin, yemek yiyin!” buyurdu.
Tekrar getirdik sofrayı.
Az daha yiyip kaldırdık.
Üçüncüde yine öyle oldu.
Bu defa bize bakıp “Müslüman; iyi yiyip iyi çalışmalıdır. Çünkü hizmet ve ibâdet, ancak sıhhatle mümkün olur” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.