Kartal ve bohça

A -
A +
Mekke-i mükerreme’de dünyaya gelen Seyyidet Nefîse hazretleri, evliyâ hâtunlardandır. O devirde fakir bir kadın vardı. Dört kızı, hafta boyu iplik eğirir, bu da onları satar ve böylece geçinip giderlerdi. Bir gün iplerini aldı. Sonra çıktı evden. İplik bohçasını başında taşıyordu ki bir “kartal” uzaklardan bu kadına doğru süzüldü ve başındaki “bohçayı” kapıp havalandı. Kadının sermayesi gitmişti. Bayılıp, düştü üzüntüden! Kendine geldiğinde; “Ne oldu teyzecim?” diye sordular. Kadıncağız anlatınca; “Ey hâtun! Sen Seyyidet Nefîse hazretlerine git. O, bir duâ eder, işin hâllolur” dediler. O da koştu bu hâtuna. Nefîse hazretleri; “Üzülme, evine git. Yakında rızkın gelir” buyurdu. Kadın gitti eve. Az sonra birileri geldi ve Seyyidet Nefîse hazretlerine; “Efendim, biz bir gemiye binmiştik. Gemimiz su almaya başlayınca batma tehlikesiyle karşılaştık. Sizi vesîle edip duâ ettik. Çok şükür kurtulduk” dediler. “Nasıl kurtuldunuz?” Bir “kartal” yukarıdan indi. Ağzındaki bohçayı bırakıp havalandı. Baktık ki bohçanın içi iplik dolu. O iplerle bağlayıp işi hâllettik” dediler. Ve beş yüz dirhem verip; “Bu da hediyemiz, lütfen kabul buyurun” diye ricâ ettiler. Nefîse hazretleri, o beş yüz dirhemi bu hâtuna verip; “Rızık için bir daha kendini üzme” diye tembih etti...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.