"Adam kıtlığında müftü benim!"

A -
A +
Bir gün Ahmed Mekkî Efendi yine kenardaki sandalyelerde oturuyordu ki içeri bir adam girdi.
Uzun boyluydu.
Kırk yaşlarında ve kasketliydi.
Müftü koltuğunu boş görünce;
“Müftü Efendi yok mu?” diye sordu.
Mekkî Efendi cevap verdi:
“Müftüyü ne yapacaksın?”
“Dînî bir mesele soracaktım.”
“Bize sorabilirsin.”
“Hayır, size sormam.”
“Sor kardeşim, biliyorsak söyleriz.”
Adamın canı sıkıldı.
“Bu, dînî meseledir, onun için Müftüye soracağım, Müftü Efendi ne zaman gelecek?” dedi.
O zaman mecbur kaldı mübârek.
“Adam kıtlığında müftü benim” buyurdu.
Adam şaşırdı!..
Suâlini sordu.
Cevâbını aldı.
Ve huzur içinde ayrıldı.
O adam kadar, ben de şaşırmıştım!
Ama merâkım da zâil olmuştu böylece.
● ● ●
Ahmet Mekkî Efendinin yanında, benim kimyâ hocam Hüseyin Hilmi Işık Efendinin küçük kitapları bulunurdu.
“Îmân ve İslâm”
“Ehli Sünnet Yolu”
Müftülüğe gelenlere, bilhassa gençlere, o kitaplardan verirdi.
Ben de veriyordum.
Ama o, daha çok veriyordu.
Bâzen ihtidâ edenler oluyordu. Yâni gayrimüslim iken Müslüman olmak istiyenler, müftülüğe gelirdi. Mekkî Efendi onlara Kelime-i şehâdeti söyletiyor, sonra da ellerine "Îmân ve İslâm" kitabını verip, gönderiyordu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.