"Seâdet-i Ebediyye kitabı varken..."

A -
A +
Ahmed Mekkî Efendi “rahmetullahi aleyh” hiç abdestsiz durmazdı.
Yaz aylarında müftülük sıcak olurdu.
Zîrâ ikindide güneş alırdı.
Klima da yoktu o zamanlar.
İşte bu yüzden olacak, bâzen oturduğu yerde uyukladığı olurdu.
Hani üç beş dakîka kadar.
Ama uyanır uyanmaz, doğruca şadırvana gider, abdestini tâzelerdi.
Bu hâl, dikkatimi çekerdi benim.
Hayranlık duyardım...
● ● ●
Bir gün de bize gelmişti.
O zaman bekârdım.
Beş altı kişi aynı evde kalıyorduk. Masanın üstünde Türkçe “Kimyâ-yı Seâdet” kitabını görüp;
“Bunu kim okuyor?” diye sordu.
Filân arkadaş dedik.
“Seâdet-i Ebediyye kitabı varken bu okunur mu?” buyurdu.
Biz şaşırdık.
Anlayamadık.
Ve kendilerine; Efendim, “İmâm-ı Gazâlî hazretleri büyük âlim değil mi?” dedik.
Mekkî Efendi;
“Elbette büyük âlim. Hattâ bizim anlayamıyacağımız kadar büyük âlim. Ama İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin bu kitâbı, bin sene evvelki insanların hâline göre yazılmış” dedi.
Biz durumu anladık.
O, sözüne devamla;
“Hâlbuki “Tam İlmihâl” kitabı, bu zamanın şartlarına göre, yâni şimdiki insanların ihtiyaçları göz önünde tutularak yazılmıştır. Ben bu kitabı uzun uzun inceledim ve ilk sayfasına bir “takrîz” yazdım. Bir Müslümana lâzım olan bütün bilgiler onda var” buyurdu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.