Sabrın alâmeti nedir?

A -
A +
Bir gün bir sevdiği, Hallâc-ı Mansur hazretlerine gelerek; “Sabretmenin alâmeti nedir efendim?” diye sordu. Büyük velî; “Bir kimsenin elini ayağını kesip bir köprüde asarlar, hattâ türlü türlü eziyet ederler de, o kimse bütün bunlara sabredip hiç âh-u vâh etmezse, işte sabrın alâmeti budur” buyurdu. ‘Bir kimse’ dediği, bizzat kendisiydi. Nitekim bu sözünün üzerinden fazla bir zaman geçmemiştı ki, elini ayağını kesip bir köprü başında astılar kendisini. ● ● ● Bir gün de birine; "Ne iş yapıyorsun?" diye sordu. O kimse de; "Hamdolsun huzur ve âfiyetteyim. Dünyâyı terk ederek bir köşeye çekildim, cenâb-ı Hakk'ın zikriyle meşgul oluyorum” dedi. Büyük velî; “Huzur ve âfiyet bu değildir” buyurdu. Adam şaşırdı: “Ya nedir efendim?” diye sordu. Cevâben; “Huzur ve âfiyet, nefsin itmînâna kavuşmasıdır. Nefsini tam îmâna getir de, ister bir köşede otur ibâdet yap, istersen insanların arasında bulun” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.