"Dînimi öğrenmek istiyorum"

A -
A +
İmâm-ı Ebû Yûsüf hazretleri şöyle anlatıyor: Ben çocukken babam âniden öldü! Annem de beni aldı. Bir terziye götürdü... Ve kendisine; “Bu çocuğa terzilik mesleğini öğretir misiniz” diye ricâ etti. Usta, anneme; “Olur, öğretirim” dedi. O gün çalışmaya başladım. Ancak ben; “Bu terzilik neyime gerek, ben önce dînimi öğrenmeliyim” diyordum. Bıraktım terziliği. Doğruca İmâm-ı âzam hazretlerinin huzûruna girip; “Ben dînimi öğrenmek istiyorum, siz öğretir misiniz?” diye arz ettim. Kabul buyurdu. Girdim hizmetine. Annem bunu öğrenince medreseye geldi ve Hazret-i İmâmın huzûruna çıkıp; “Bu çocuk yetîmdir. Burada ne yer, ne yapar, ne öğrenir?” deyiverdi. Çok huzursuzdu. Hazret-i İmâm; “O, burada tereyağı, fıstık ve bâdem yiyor ve bunların nasıl yeneceğini öğreniyor” buyurdu. Annem geri gitti. Aradan uzun yıllar geçti... Ben Bağdat'ta kadı oldum. Bir gün Halîfe Hârun Reşid'le birlikte yemek yiyorduk. Sofraya, tereyağı, fıstık ve bâdem gelince, ben gülümsedim. Halîfe sebebini sordu: Hâdiseyi anlatınca; “Gerçekten ne kâmil bir zâtmış. Yıllar sonrasını görüp haber vermiş” dedi. Birer “Fâtiha” okuyup, gönderdik mübârek rûhuna...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.